NARLIDERE İLÇE SEÇİMİNİ NASIL KAZANDIKLARINI BİRDE BENDEN DİNLEYİN.

1 yıl  önce, Abdül Batur’un  Narlıdere’de oturmayan yüzlerce seçmeni, özellikle de İZBETON’da çalışanları aileleri ile birlikte Narlıdere’de oturuyorlarmış gibi kaydederek, bu kişilerin Narlıdere’de Yerel seçimlerde oy kullanmasını sağladığını herkes söyledi.  

Abdül Batur Beledeye başkanı seçilince,  ilk icrahatı, CHP’li olanları İşten atmak oldu. Yapılan bütün baskılara, oturma eylemine  rağmen işten çıkarılanlar işe alınmadı ve işten atılan işçiler,  çok mağdur oldu.

Abdül Batur tarafından o tarihte  İşten atılanların arasında, bugün Abdül Batura çok yakın olan Ali Tübek,Cafer Esen ve Şeref Adıgüzel’de vardı.

 2004 seçimleri yaklaşınca, Abdül Batur DYP’den tekrar seçilme şensının  olmadığını görünce;  o dönem CHP Milletvekili olan Bülent Baratalı ve Türkan Miçoğullarının desteğini  de arkasına alarak,  CHP’ye geçti.

2003 yılında yapılan delege seçimleri  ise, CHP Narlıdere’nin  kaderinin  değiştiği seçimlerdir. O tarihte, yapılacak olan  delege seçimlerine bir gün kala  Ankara’dan gelen kargo da, 12. maddeden 1500 tane yeni üyenin   listelere yazıldığı görülmüştür.  İlçede  eski üyenin sayısı 1500 iken, bu yeni Ankara’dan gelen 1500 yeni üye bütün mahallerde dengeleri alt üst etti. Örneğin Ilıca mehallesin de,eski üye  sayısı 130 iken, Yeni gelen üye sayısı 220 olmuştu. Bunu yapan Abdül Batur ve ekibiydi.

Ö dönemim CHP  İl Başkanı Alaattin Yüksel’di.

O dönemin Narlıdere CHP ilçe başkanı Mehmet Kılıç’tı. 

Ben ise ilçe yöneticisiydim.

Bu üyelere oy kullandırmak istemeyen İlçe başkanı ve yöneticileri  o dönemin İl Başkanı Alaattin Yüksel  tarafından görevden alındı. Yerine Kayyum atandı. Bir hafta süren direnişten sonra, İlçe Başkanı ve 800  partili üye  CHP’den istifa etti.

Artık CHP’de her şey değişmişti.

 Abdül Batur İlçeyi  tek başına teslim almış, kendisinin belirlediği yeni delegelerle ilçe başkanı  seçimi yaparak,  bu seçimde de  Halil Serbeş  İlçe başkanı olmuştu. Bu tarihten sonra yapılan   delege ve ilçe seçimlerin de ise,  zaman zaman muhalefet hareketleri  yaşandı.  Bunların ilki,  Narlıdere’de Sosyal Demokrasi Derneği adı altında örgütlenen  bir grup gençtir. Bu gençler  Ilıca, Narlı ve Huzur mahallelerin de delege  seçimlerine girme teşebbüsünde bulundular.

Bu gençler arasında, Turan Aras, Ceyhan Kayhan,Ahmet Aras, Haydar Gültekin, Ulusal Aras, Eğemen Esen, Öztürk Kurt , Eylem sönmez ve tabi ki o tarihlerde SHP Meclis üyesi olarak da,  bende vardım.

Bu gençlere o dönem  seçime girmeleri  için, üye listeleri bile verilmedi. Ellerinde Ankara’dan sağladıkları listeden bakarak  hazırladıkları  kongre  ve önseçim  delege listelerini , seçim günü seçim görevlilerine teslim etmeye gittiklerin de, listelerine yazdıkları bu delegelerin  parti üyesi bile olmadığını  gördüler. Örneğin, Ilıca mahallesin de listede bulunan 30 kongre delegesinden sadece bir tanesi  parti üyesi olarak görünüyordu.

Böylesi dönemleri yaşadık.

Delegenin kim olacağına her zaman Belediye başkanı karar verdi.  Birine kafayı taktımı onun delege olma şansı yoktu. Bir dönem Celal Yıldız’a takmıştı onu delege yapmadı.  Mehmet Esen ve Ali Dağ’a taktı. Ahmet kaya’ya taktı. Nurattin Gömek her zaman takıntılıydı.  Özelikle, 2012 yılında yapılan  delege seçimlerinde yaşanan iki olayı anlatmak istiyorum. İkisi de, Huzur Mahallesin de yaşandı. Yakın arkadaşım ve bir dönem de birlikte  ilçe yöneticiliği yaptığım,   Koçali Aslan. Bu arkadaşım hastaydı. Kongre delegesi olmasını istedim ama ilçe başkanına kabul ettiremedim .  3 ay sonra bu arkadaşım öldü. İkincisi ise Eski ilçe başkanı olan Ali Dağ’dı. Ali Dağ’ın da çok önemli sağlık sorunları  vardı.  Bu arkadaşımızın kongre delegeleğini de belediye başkanı kabul etmedi. Çok uğraşmamıza rağmen Arnavut  inadı tutmuştu. En sonunda Milletvekili Musa Çam devreye girdide Abdül Batur Ali Dağ’ı  Kongre delegesi yazdı.

Aynı seçim de ve aynı mahallede yaşanan , bir trajedi daha vardı ki,   bu daha  vahim di...

Huzur mahallesinin Kongre delege listelerinde bulunan bir şahıs O dönem AKP ilçe yönetimin de görevliydi. Bu AKP’li vatandaş  seçim yerine geldi ve itiraz etti.  Bunun üzerine  onun ismi listelerden silindi  ve Gönül  Selvitopu’nun ismi  onun yerine listeye yazıldı.

2. İnönü mahallesi işe, bir şeyi bu seçim de  başarmıştı. İbrahim Akbaba,Mehmet Maltepe ve diğer arkadaşlar kendi delege listelerini yapmış ve bunu Abdül Batur’a kabul ettirmişlerdir.

Sonrasında Muhtarlarında öncülüğünde ilçe kongresin de Çarşaf liste girişimi olmuştur.

2014 Yerel seçimlerinde ise Narlıdere’de muhalif çıkış olarak Abdül Batur dışında 3 partili belediye Başkanlığı na aday adayı olmuştur. Bunlar  Hasan Aydoğan, Engin Önen ve Gökhan Bal’dır. Bu aday adayların adaylıklarını açıklamadan önce özellikle Muhtarların da büyük desteğiyle muhalafet adaylarına zemin hazırlamak için toplantılar yaptık. Bunun başında bende vardım ama, aday desteklemeye gelince ayrıldım.

Yazmakla bitmezde, biz bu güne gelelim. Geri kalanları yazacağım kitapta okursunuz.

Evet...

Kılıçdaroğlu’nun  Genel başkan olmasıyla birlikte  CHP’de bazı şeyler düzelmeye başladı. Bunlardan birisi , yarım da olsa meclis üyelerinin belirlenmesinde yarı yarıya önseçim yapılmasıydı. Bu seçimlerde üyeler özellikle Narlıdere’de çok doğru kararlar verdiler. Seçimlerde belediye başkanının destekledikleri değilde, Muhalefetin destekledikleri ilk sıralardan seçildi. Buda  2003 ten beri süren saltanatın artık , eskisi gibi olmayacağının bir göstergesiydi. Milletvekili seçimlerinde de ön seçim olunca, Demokrasi iyice şenlendi.

7 Haziran seçimlerinden sonra, 3 yıldır yapılmayan delege, ilçe ve il başkanları seçiminin takvimi belli oldu.  Tüzük gereği seçim  takvimi açıklandığı tarihten itibaren  geriye doğru 3 ay öncesinden üye olanlarla delege seçimleri yapılacaktı. Ancak Türkiyenin her yerinde geçerli olan bu kural Narlıdere’de nedense birilerinin hırsızlık yapmasına engel olamadı.

İzmir CHP İl Başkanlığı’na gelen üye listesin de Narlıdere CHP üye sayısı 4682 görünüyordu, Ankara’da Narlıdere üye sayısı  4682, ama Nasıl olmuşsa Narlıdere’de askıya çıkan istede üye sayısı 5189 yani 507 kisi fazla görünüyordu.

Askı sürecine tanık olmak için, askı günü sabahı  İbrahim Akbaba, Veli karakurt, Hüseyin Şimşek, Hakan Kılıç, Ferhat Şahanlı ve ben ilçeye gittik. Başkanla sohbete başladık. Başkana soruyoruz ne kadar üyemiz var diyoruz, hiç çekinmeden 5189 üye var diyor. Nasıl olur Ankaradan gelen lsitelerede 4682 üye var dediğimizde , ben bilmem Ankara’dan bu liste bize  geldi ve bizde askıya çıkardık dedi.  Bu listelerin aslını  görebilirmiyiz deyincede, başkan listenin aslını  bize verdi . Eski ilçe sekreteri olan Hüseyin Şimşek orjinal denilen listeleri eline alır almaz, bu listenin üzerinde ki mühür niye siyah dedi. Çünkü Ankara bütün kaşeleri mavi mürekepli gönderirdi. Sonrada bu kağıtlar kalın, dedi. Birkaç sorudan sonra bu listeler sahte denilerek, İlden üye sayısı soruldu. İl yöneticileriden ilçeye   gelip bu duruma müdahale etmeleri istendiğin de, Narlıdere’den sorumlu başkan yardımcısı  İlçeye gelerek listeleri inceledi  ve tutanak tutarak listeleri askıdan indirerek tutanakla birlikte bütün evrakları teslim alarak il başkanlığına  götürdü.

İlçe başkanı ise sanki bu yanlışı kendisi farkına varmış gibi, kendisi İlden yetkili istemiş gibi, ortada bir yanlış vardı bunu  kendisi düzeltmek için bir şeyler yapmış gibi konuşmaya başladı.

Esas trajedi ise ikinci gün İlçe başkanı  Cafer Esen’in Ankara’dan  yeni kargo geldi diyerek  doğru listeleri ilçeye asmış olmasıdır. Bunun içinde ilden yönetici geldi ve tutanak tuttu.

Bu işlemlerden sonra  CHP  İlin toplanarak  “Evrakta sahteciliğe” giren bu işlemden dolayı ilçeyi görevden alması gerekirdi. Ama il başkanı ve yönetimi bu  bu kararı almamıştır. Dosyayı  Ankara’ya gönderdik demiştir. Seçimlere kadarda hiç bir şey yapmamıştır. Bu karar alınsaydı İlçe başkanı  ve İlçe yönetiminin bu işte parmağı yoksa, yapanlar ortaya çıkıp cezasını çekecekti. Ama İl başkanı ve yönetimi sorumluluğunu yerine getirmeyerek bu suça ortak olmuştur.

Bu üye skandalına sebep olan ilçe başkanı ve yöneticileri görevlerinde kaldılar. Bunlar doğal delege olarak 13 kişi seçimlerde oy kullandılar ve seçimin kaderini belirlediler. Kongre de bir söz çok zoruma gitti. İlçe Başkanı Çafer Esen İkinci defa söz aldığın da, “Cafer Esen’ler kolay  yetişmiyor” dedi. Salon da alkışladı. Keşke Cafer Esen bu liste usulsüzlüğünden dolayı kimlerin sorumlu olduğunu açıklasaydı. Ondan sonra bu çümleyi kullansaydı. Bende alkışlardım. En azından özür dileseydi de olurdu.

Delege seçimlerinde 2. İnönü ve Atatürk mahallelerin de, ortak liste ile seçim yapıldı. Muhalefet ve beledeiye başkanına yakın olanlar  delegeleri yarı yarıya paylaştı.

Yenikale mahallesinde ise Belediye listesi seçimi kazandı.

Camtepe mahallesinde ise Muhalefet seçimi kazandı.

 Belediye Başkanının mahallesi olan Narlı da Muhalefet ezici bir zafer kazandı. 

Çatalkaya mahallesinde ise Belediye başkanının listesi sürpriz yaparak seçimi kazandı.

Muhalefet  en büyük zaferini Huzur mahallesinde  kazandı.

Limanreis mahallesinde ise listedekiler muhalefete daha yakınlardı.

Altı Evler ve sahilevlerinde ise Belediye daha güçlüydü. Bu son üç mahalle küçük mahallerdir.

Ilıca mahallesine ayrı bir yer acayım. Bu mahalle delege sayısı en çok olan mahalle. Bu mahallede 20 sene siyaset yaptım. Delege seçimlerinden tutun, seçimlere kadar sürekli aktif biri olarak her zaman  içindeydim. Bu seçimlerde Ilıca mahallesinde oturmadığım için  çalışmalara katılmadım. Bu mahallede 38 kongre delegesi ve 2 de ilçe yöneticisi vardı. Yani 40 kongre delegesi vardı. Bu mahallenin kararı çok önemliydi. Bu mahallede mahalle insiyatifi vardı. İnsiyatif delegeleri biz belirledik desede aslında 40 delegenin en az 20 si belediye ile her şartta hareket edecekti.

Burada bir ayrıntıyı anlatmak zorundayım. Delege seçimlerinin kahramanlarıyla, İlçe başkanının belirlenmesinde ki kahramanlar farklıydı. Delege seçimlerinde belirleyici olanlar mahalle Muhtarı, Ahmet Kaya, Alper Baran,Belediyenin işçi temsilcisi Turgay Güneş ve Mehmet Doğan’dı.

İlçe başkanı adayına destek konusunda ise; Ilıca mahallesin de, delege seçimlerinden sonra kurulan  Komitenin içinde yer olan Meclis üyesi Devrim Kırlangıç tek kahramandır.  Ilıca mahallesinin Şahin Fıratı tam sayı ile  desteklemesini sağlamak için,   satranç oynar gibi her pozisyonu planlayarak, akrabası olan Şahin Fıratı destekledi  ve bu seçimin sonucunu da Ilıca belirledi diyebiliriz.

Delege seçimlerinden sonra,   kagıt üstünde muhalefet daha ğüçlü görünüyordu. Abdül Batur  delege seçimlerinde çok belirleyici olamadı desem yeridir.  

Ancak , 280 delege beli oldduktan  sonra Belediye başkanı  bütün gövdesiyel seçime kilitlendi. Belediyeyi  ilçe seçimi için karargah  yeri yaptı. Bir ilçe başkanı bulmak zorundaydı. Çünkü Cafer Esen çok yıpranmıştı. Bu yüzden ilk önce Mehmet Maltepe’yi   Feridun Güler’e gönderdi. Feridun Gülerle ayrı saflarda olmak ona zarar veriyordu. Meclis üyeliği döneminde bozulan ilişkler düzeltilebilirdi.  İlçe başkanı olursa eskiden olduğu gibi yeniden kanka olabilirlerdi. Ama Feridun Güler bu teklifi bütün ısrarlara rağmen kabul etmedi. Sonra ikinci aday olaral Meclis üyesi Halil Kılıç’ı  çıkarmak istedi. Onun üstüne baskı kurdu ama, Halil Kiliç’ın işlerinin  kapasitesi onun bu görevi almasına engel oldu. Yoğun işlerinin arasına sabah 10 akşam 5 te bitecek olan bir ilçe başkanlığı görevi çok ağır gelirdi.

Bir kaç isim üzerinde daha durulduysada bu ismlerde olmayınca, uzun zamandır aday olmak isteyen, ve özellikle Celal Yıldızın çok istediği  Şahin Fırat’a karar kıldılar. Normal şartlarda şahin Fırat asla Abdül Batur’un adayı olamazdı. Ama olağanüstü şartlar yaşanıyordı. Bu şartlarda “yetmez ama evet”e   razı gelerek,  Şahin Fırat’ı aday yaptı.  Bu saatten sonra Belediye Başkanı  kendisine yakın olan delegelerle bire bir kendisi görüştü ve onları bağladı. Dediğim gibi kısa alanda paslaşmada üstüne yotur.

Diğer bir ayrıntı ise, ilçe ve belediyenin bu seçim de,   kağıt üstünde   delegelerle nasıl oynadıklarını anlatayım.  Çamtepe mahallesinde mavi liste yani muhalefet seçimi kazanmıştı. Bildiğiniz gibi CHP’nin tüzüğü gereği %33 cinsiyet kotası, %10 da gençlik kotası var. Listeleri yaparken buna göre yazıyorsun. Çamtepede mavi  liste  hazırlanırkenken buna dikkat edilmişti. Bu listeye yazılan bir genç kızımızla bu genç kızın babaannesini isimleri aynıydı. İkiside parti üyesi . Burada ilçe yönetimi devreye giriyor. Listede ismi yazılı olan genç kotasından yazdığımız  22 yaşındaki Hatice Ağcataş’ın delege  değil, 62 yaşındaki babaanesi  olan Hatice Ağcataş’ı delege olduğunu kabul ederek,  sonra da gençlik kotasını eksik bularak,   Mavi listede bulunan Yüksel Uludağ delegelikten düşürülerek onun yerine seçimi kazanamayan beyaz listeden bir genç bayan delege olarak yazıldı.   Narlı Mahallesinde ise, delege yazılan Ceyhan Kayhan parti üyeliği düşürülmediği için, listelerde ismi var olduğun dan, listelere delege yazılmıştı. Sonra bu şahsın Karabağlar belediyesin de, Özel kalem Müdürü olduğu için yasadan kazanılan memur hakkı yüzünden,  delege listesinden  düşürülerek beyaz listeden birisi delege yapıldı. Yine bu mahalede de kadın kotası eksik denilerek mavi listeden bir erkek yani Metin Polat  delegelikten  düşürülerek beyaz listeden bir bayan delege yapılmıştır. Yine Huzur mahallesinde iki tane Kemal Bal isimli parti üyemiz var. Bunlar üstelik akrabalar. Mavi liste Eğitimci Kemal Bal’ı delege listesine yazmıştır. Diğer kemal Bal ise Belediyenin Temizlik işlerinden emekli olan işçi Kemal Bal’dır. İşte bizim Sivri zekalı İlçe yönetimimiz freni boşalmış kamyon gibi burada da, adaletsizlik yaparak, kendilerine oy verme ihtimali olan işçi Kemal Bal’ı listeye yazarak Seçim kuruluna bildirmiştir. Son olarakta kesin olarak  ilçe farkına varmıştır.  Seçim Kurulu tarafından Mavi listeden delege olmuş iki delegenin Yargtay kayıtlarında olmadıkları idda edilerek delegelikleri düşürülmüş onların  yerine beyaz listeden iki kişi delege yapılmıştır. Bu yolla  Çamtepe de 1 delege, Narlıda 2 delege, Huzurda 1 delege, seçim kurulunda 2 delege değiştirilmiştir.

Bınları toplarsanız 6 delege eder. Bu delegelerle birlikte  ve  ilçe düşmemiş olduğu için 13 delegeyle birlikte toplam 19 delege usulsüzce oy kullanmıştır. Beyaz liste seçimleri 30 oyla kazandığına göre burada kazandıkları bu seçimi nasıl kazandıklarını anlarsınız.

Son olarak burada bu sonuçların alınmasında , Abdül Baturu tanıyanların nasıl bir kişi oldığunu bilirler. Her seçimden sonra seçimde karşısında birisi yer almışsa onu işten atar.  Son yerel seçinlerden sonrada belediye de çalışan  işçileri işten  atmıştır.

Evet...

Biraz da mavi listenin adayı nasıl belirlendi onu anlatayım.

Mavi listenin etrafında toplananlar aslında bazı hatalar yapmasalardı, bu seçim alınır, Narlıderede bir devrin de kapanması sağlanabilirdi.

Mavi listede bulunan Hakan Kılıç, Merdan Salman, Hakan Kaleli, Kazım Ardıç ve Aydın Özdemir birlikte hareket ediyorlardı. Diğer taraftan onlar kadar ekip olmasalarda, bağımsız yönleriyle birlikte Mehmet Gültekin, İbrahim Akbaba, Veli Karakurt, Hüseyin Şimşek yani Duruş gazetesi ekibi de bu sürece kadar birlikte hareket ediyorlardı.  Bunun yanında Cemal Ayten, Mehti  Üflü, Hasan Aydoğan,Nurettin Gömek ve Feridun  Güler’de belli noktalarda ikinci gruptakilerle birlikte  hareket ediyorlardı. Ancak kararları daha çok İlk Gurupta ki arkadaşlar veriyordu. Sonradan delege seçimlerinden sonra bu toplantılara  Turan Aras’ta dahil oldu.

Duruş gazetesi ekibinin hepsi  tecrübeliydi. Hepside İlçe başkanlığı yapabilecek kişilerdi. İlk beşli ekip ise meclis üyesi olduklarından dolayı lçe başkanlığından daha çok her ne şartta olursa olsun seçimi almak istiyorlardı. Bu arada Özellikle bazıları bu adayın ileride kendi yollarına çıkmayacak birisi olasınada özellikle dikkat ediyordu. Bu şartlarda bu ekip Duruş Gazetesinden birisinin ilçe başkanı olmasını istemedi. Onlar için gelecekte tek hedefi milletvekili olmak isteyen , üstelik milletvekili seçimlerinde Narlıdere’de Musa çam’dan sonra en fazla oyu alan Ergin Demir iyi bir adaydı. Bu adayı çok benimsemeselerde onlar için kazanıldığında en iyi ilçe başkanı olabilirdi.  Bu düşüncelerle aday Ergin Demir oldu. Ben ve İbrahim Akbaba ise ismi tartışmadık. Onayımızı da ekip anlayışı içinde verdik. Çünkü  hiç kimsenin  bu harekete zarar veremesi kabul edilemezdi. Yanlışta olsa da kararın arkasında durmaya karar verdik. Ama şunu her zaman söyledim 10 tane oydan birisini istemek kolay. Ama 1 oyun birini istemek çok zordur. Bunun için bir geçmişiniz yoksa başarısız olmanız kaçınılmazdı. Birde 5 li arkadaşlar kendilerine ve seçimi alacaklarına o kadar çok güveniyorlardı ki, müzakere etmeyi, diplomasıyi asla kabul etmediler. İyi niyetlerinden, dürüstlüklerinden asla şüphe etmedim. Ama siyaseti çok iyi okuyamadılar. Seçimi açık arayla alacaklarını düşündüler. İnsanların yapılan listelerde  isimlerini  görmeyince değişeceklerini düşünmediler. Bu anlam da, Listeleri çok yanlış ve strajiden  uzak yaptılar. Ama işin sonunda her şey kaybedildi. Bu seçimlerin kaybı il başkanlığına kadar yansıdı.

NOT:İlçe Başkanlarına plaket verilirken yaşananlar tamamen bazılarının tecrübesizliğidir. Sen Narlıdere’de 50 tane hayin var diyeceksin. 31 kişiyi disipline göndereceksin, sonra basına, televizyona çıkacaksın onlar partililerin vijdanında aklanmadılar diyeceksin, sonrada plaket vereceksin, birde öpeyim geçsin diyeceksin. Bu tamamen tecrübesizliktir. Her türlü karalamayı yapıp sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmak herkesin kişiliğine uygun değildir.