Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz" şeklindeki açıklamalarını ve eski HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin "Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır" şeklindeki açıklamalarını değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorununa dair açıklamalarının HDP ile ilgili kısmını olumlu bulduklarını söylerken, şu değerlendirmelerde bulundu:"Aslında HDP'nin rolü konusunda bir tartışmanın olmaması gerekiyor. HDP kendi rolünü her fırsatta açıklayan bir partidir. Hem eş başkanlar hem yetkili kurullar açıklamalarında HDP’nin rolünü ve hedeflerini çok net bir biçimde ortaya koyuyorlar. HDP, Türkiye'deki tüm sorunları çözmeye talip ve aday bir siyasi aktördür. Ayrıca güçlü bir toplumsal tabana dayandığı için de Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümünde göz ardı edilmesi mümkün olmayan bir faktördür. Bu açıdan baktığımızda, Kürt sorunun çözümü noktasında da HDP'nin muhataplık ve aktörlük rolü açıkça ortaya çıkar. HDP, Kürt sorunun çözümü için her türlü görevi ve sorumluluğu yerine getirme amacıyla kurulmuş bir partidir. Daha doğrusu HDP, kendisinden önce Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü hedefleyen partilerin mirasını devralmış ve bunu daha bütünlüklü bir çerçeveye oturtmuştur. HDP, Kürt sorunun çözümünü Türkiye’deki demokrasi sorununun temeli olarak görmektedir."
"HDP'NİN ROLÜYLE İLGİLİ ŞÜPHE DUYULMASI ANLAMSIZ"
HDP olarak temel amaçlarının "Türkiye'de demokrasiyi ve barışı sağlamak" olduğunu söyleyen Sancar, "Bunun da asıl yolu Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümünden geçiyor. HDP'nin rolüyle ilgili bu konuda herhangi bir şüphe duyulması ya da tartışma yürütülmesi anlamsızdır, yersizdir. Biz son derece açık söylüyoruz. HDP, Türkiye’nin bütün sorunlarının tümünü her yönüyle ele alacak birikime ve siyasi akla sahiptir." dedi.
"KÜRT SORUNUNUN ÇOK AKTÖRLÜ BİR NİTELİK TAŞIDIĞINI GÖZ ARDI ETMEMEK GEREKİR"
Bu tür sorunların çözümü için bütünlük bir bakış açısı gerektiğini vurgulayan Sancar, "Kürt sorununun çok boyutlu ve çok aktörlü bir nitelik taşıdığını göz ardı etmemek gerekir. Kürt sorununda çözüm için niyet beyan etmek, aynı zamanda bütünlüklü yöntemler geliştirmeyi de gerektiriyor. Bütünlüklü yöntem derken, çeşitli mekanizmaların varlığından söz ediyorum. Kürt sorunu gibi çok boyutlu ve çok aktörlü bir meselenin incelikli, iyi tartışılmış, sağlıklı mekanizmalarla çözülebileceğini görmek gerekiyor. Bu sadece Kürt sorununa özgü bir durum da değil. Dünyada benzer sorunların tümünde de aynı nitelikler, aynı özellikler göze çarpıyor. Bu sorunlar, tekrar ediyorum, çok boyutludur, çok aktörlüdür. Şimdi önceliklerimizi belirlememiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
"SİYASİ ÇÖZÜMÜN ADRESİ TBMM"
İmralı konusunda da konuşan Sancar, "Öncelik, siyasi çözüm ise bunun ana adresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca eğer kalıcı bir barış istiyorsak çok geniş bir toplumsal mutabakata ve meşrutiyete de ihtiyaç vardır. Bunun için de Kürt sorunundaki aktörlerin tümünü hesaba katmak gerekir. Bu aktörleri göz ardı ederek bütünlüklü bir yöntem oluşturmak gerçekçi bir yaklaşım değildir. Esasında Türkiye bu durumu geçmişte, mesela 2009’da 2013-2015 arasında deneyimledi. Bana sorarsanız İmralı’nın rolü tartışması çoktan aşılmış olması gereken bir meseledir. İmralı’nın da bu konuda önemli rolü vardır ve olacaktır. Bu gerçeklik de geçmişte zaten ayrıca hayata geçirilmiştir. Şimdi İmralı ile HDP’nin rolünü karşı karşıya getirmek, Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşımı zorlaştırıyor. Hatta Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşım geliştirme imkanlarını çok büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. HDP, kendi siyasi aktör rolünü ve toplumsal gücünü elbette hem muhataplık hem de çözüm için sonuna kadar kullanmaya hazırdır." ifadelerini kullandı.
CHP'NİN YAKLAŞIMI
Sancar, CHP kanadından gelen açıklamalar konusunda da "CHP'nin bu yaklaşımı yeni değil. Daha önce de zaten benzer yaklaşımlar dile getirilmişti. Ama bütün taraflara bizim önerimiz şudur: Kürt sorununu gerçekten çözmek istiyorsak, yöntemi bütünlüklü ele almak gerekir. Sorunun çok boyutlu ve çok aktörlü olma durumunu ve gerçekliğini hesaba katmamız gerekiyor. İyi oturmuş bir siyasal mekanizma, şeffaf bir yönetim ve ilgili tüm aktörlerle diyalog ve müzakere, bu yöntemin parçaları, temel unsurları olmalıdır. HDP bu konuda zaten sürekli vurguladığım gibi çözüm için bir siyasi aktör, bir toplumsal güçtür. Burada bize düşecek her türlü sorumluluk ve görevi yerine getirmeye hazırız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, geride kalmış olması gereken ama bir süredir bastırılan bir tartışmayı yeniden canlandırdığı için belki de bu açıdan olumlu bir etki yaratabilir. En azından Kürt sorununun çok boyutlu, çok aktörlü niteliğini ve bu niteliğe uygun yöntemlerin nasıl geliştirileceğini yeniden tartışmak gibi bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Şimdi herkesin gerçekçi bir çözüme giden sağlam yollar konusunda daha fazla çalışma yapması ve daha titiz davranması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.