Hafta sonundan beri süre gelen yağmur ve soğuk hava İzmir’i teslim almış durumda.Bir çoğumuz üşüdüğünü hissediyor ve sokakta vakit geçirmeden kendini sıcak bir yere atmaya çalışıyor.Peki ya bu süreçte evi olmayanlar ya da evlerinden bir şekilde uzakta olanlar? Hiç onların açısından kışı düşündük mü acaba?
Evet hayatımıza kış her zaman olduğu gibi yine geldi, birkaç ay sonra da yine gidecek. Gidecek ama kimimiz için bu kışın da yazın da birbirinden bir farkı olmayacak gibi.
Komşumuzda çetelerin hunharca saldırılarından kaçarak kardeşlerinin yanına sığınan insanlar. Bu kış aslında en zor onların açısından geçiyor ama çoğumuz bunun farkında mıyız bilmiyorum? Orada insanlık aslında büyük bir sınavdan geçiyor. Ülkemize sığınan insanlarla dayanışma göstermek, onlara sahip çıkmak bütün insanlığın görevidir. Bu nedenle bütün kamuoyu çağırılarına kulak kabartmalı, destek vermeliyiz.
Unutmayalım; Kobane’de kimi güçler tarafından desteklenen IŞİD çetelerine karşı adeta halk kahramanca bir direniş göstermektedir. Ve bu direnişi de zaferle taçlandıracağından şüphem yoktur. Çünkü her zaman son sözü direnenler söylemiştir.
Gezi’den Hatıralar. . .
Pazar günü 3.Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali kapsamında “Gezinin Sanata Etkisi” isimli panele katıldım. Panel konuşmacıları; Sedef Ecer, Ragıp Yavuz ve Barış Atay’dı. Tiyatro ile sıcak ilişkisi olmayan birisi olarak Ragıp Hocayı çok beğendim. Sanatla olan bağıyla birlikte, hayattaki duruşu, ideolojisi ve anlatımına gerçekten hayran kaldım. Bir şekilde yolu kesişen insanlara da dinlenmesi için kesinlikle tavsiye ederim.
Tabi Barış Atay apayrı bir karakter benim için. İlk defa kardeşimin sıklıkla izlediği “Arka Sıradakiler” dizisinde gördüm onu. Hayat öyküsünü incelediğimde ortak birçok şey çıktı karşıma. Yaşamda bulunma gayesi, mütevaziliği, samimiyeti ve sıcaklığı.Daha bunlar gibi bir çok özelliği var onun insanların gönlünde taht kurmasına yardımcı olan. Gezi sürecinden sonrada samimiyeti ve sıcaklığıyla binlerce insana ulaştı Barış Atay. İnsanların gönüllerinde, gerçekten halkın sanatçısı olabilme anlamında emin adımlarla yürüyor. Panelde de Gezi sürecinde yaşanılanları ve sanatsal olarak Gezi’ye bakış açısının nasıl olduğunu çok iyi belirtti.Bu arada 1980 darbesini konu alan ve adı “Eksik” olan bir filmin çekimlerini de tamamlamış. 2015 Haziran ayında da vizyona girmesi bekleniyor.
Makine Mühendisleri Odası 60.Yılını Kutluyor. . .
1954 yılında ülkemizde anayasal bir organ olarak faaliyetlerine başlayan Makine Mühendisleri Odası bu yıl 60. Yılını kutluyor. Özellikle Teoman ÖZTÜRK dönemiyle başlayan Halktan ve Emekten yana tutum alma tavrıyla birlikte Makine Mühendisleri Odası hep toplumsal sorunlarda başrol oynamıştır. Bilimi ve tekniği emperyalistlerin değil, emekçi halkın hizmetinde kullanmayı yegane felsefesi haline getirmiş olan Makine Mühendisleri Odası son dönem iktidarın hedefi haline gelmiştir. İktidarın, insanları bilinçsiz ve duyarsız bırakmak adına odalara yaptığı baskı ve saldırı propagandaları mühendislerin halktan ve haktan taraf almasına engel olamayacaktır. Bu devrimci-demokrat, sorgulayan ve düşünen, üreten ve ürettiğini hakça bölüşme gayesinde olan yapının birlikteliği her türlü saldırılara karşı, büyüyerek devam edecektir.
*TMMOB olarak 2015 yılı için Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısı için belirlemiş olduğu asgari ücret 3000 tl/brüt olarak belirlenmiştir. Bu brüt maaşın altında sosyal güvenlik primleri yatan ve ücret alan meslektaşlarımızın bağlı olduğu odalara bilgi vererek, yardım istemeleri gerekmektedir.