KENDİMİZİ SEVİYORUZ


Ana rahminde duymalıymışım annemin sesini. Masallarını, benimle sohbetini. Okşamalıymış sesiyle, sevmeliymiş sözleriyle, güven vermeliymiş bana.
Doğduğumda;
Her ne kadar anlamasam da; sevgi, saygı, muhabbet bulmalıymışım. Ses tonu, mimikler anlatmalıymış güzel, harika bir ortamda olduğumu.
Okul çağına gelmeden kitaplarla tanışmalıymışım. Okuyamasam da resimleriyle tanımalıymışım, yaşamımda ki çok nesneyi orada kavramalıymışım.
Okumaya başladığımda Yaşıtımla ilgili kitaplara koşmalıymışım.
Ve
Klasikler,
Romanlar,
Eğitim,
Öğretim.
Kitaplar, kitaplar.
Tabi ki,
Spor, tiyatro, gelişim, dostluk. Ayakları üzerinde duran genç. Özgüvenli, saygılı, özgür, olgun, hoşgörülü. Vs. vs. vs.
Çağımız hızlı değişiyor. Hayal etmekte zorlandığımız bazı şeyler yaşanır ve normal görülmeye başladı hayatımızda. Bir gün bizlerde bunu yaşayabiliriz. Düşündüm;
“Bir gün, park da sevdiğimle çaylarımızı yudumlarken heyecanla beklemekteyiz. Bizim için hazırlanan fragmanı seyredeceğiz. Özünde bu fragman bizim geleceğimizi söyleyecek. Ya kalıp gitmeme veya arkadaşça kalıp gitme. Her şey bu fragman da görülecek. İkimizin tüm özellikleri yüklendi, diğer istenen donelerde yüklendi. Ortaya çıkacak olan fragman evliliğimizde ki yaşam şeklini ağırlıklı olarak yansıtacak yani geleceği bu fragmanda göreceğiz. Geleceğimizi ve vereceğimiz kararın ne olacağını beklemek heyecanlı.”
Bu düşünce neden gerçekleşmesin ki çağımız buna doğru gidiyor. Böyle bir gelişmişlik ne getirir ne götürür tartışılır. Fragmanı başka dallarda düşünebiliriz. Sağlık, meslek, karar aşamaları gibi.
Dostoyevski’nin dediği gibi, bizler kendimizi seviyoruz.
Dostoyevski diyor ki;
“Kimse, seni sen olduğun için sevmeyecek, herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek. Ve buda demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek. Sen hiç sevilmemiş olacaksın hikâyenin sonunda…”
Güzel günlerin sizlere arkadaş olması dileğimle.
Hoşça kalın
Eftal YILDIZ
26 Eylül 2019