Ancak; bu katliamların en önemlisi ve başlangıcı 1514 yılında Osmanlı döneminde Yavuz tarafından yapılan Alevi kıyımıdır. Alevilerin katledilmesi için fetvalar çıkartılmıştır ve acımasızca katledilerek yerlerinden yurtlarından edilmişlerdir. Maraş katliamı da aynı mantık ve sloganlarla gerçekleştirilmiştir. Maraş'ta ihtiyar, çocuk, kadın ayrımı yapmaksızın halkı katletmişlerdir. Yakılıp yıkılan evler, çivilenen, gözleri tornavidalarla oyulan, bıçaklarla, baltalarla, satırlarla parçalanan insanlar...
1980 yılının Mayıs-Temmuz aylarında yine faşistler ve yine din adına yapılan katliamlardan birisi de Çorum Katliamı; burada da çoğu Alevi olmak üzere 57 sol görüşlü yurttaşımız katledildi. Yine insanlık dışı acımasızlık ve vahşet..
Tarih yine tekerrür ediyor 2 Temmuz 1993. Yine büyük bir katliam ve vahşet. Sivas’ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli radikal islamcılar tarafından yakılmış ve çoğunluğu Alevi 33 yazar ve ozan yanarak veya dumandan boğularak hayatını kaybetmiştir.
Bu katliamların hepsinde benzerlikler çok fazladır. Devlet katliam yapanlara müdahale etmemiştir veya etmekte kasıtlı olarak gecikmelere neden olmuştur. Hepsinde suçlular tam olarak cezalarını çekmemişlerdir. Hepsinde olaylara karışanlar ileride ya Milletvekili ya da Belediye Başkanı veya devlet kademelerinde önemli görevlerde bulunmuşlardır.
Özellikle Sivas Katliamı katillerini savunanlar bu gün önemli görevlerde bulunmaktadırlar. Türkiye’de yurttaşlar bu katliamlara hep sessiz kalmışlar ve gerektiği kadar tepki vermemişlerdir. Ülkemizde katillerle gurur duymak gibi aşağılık bir yaklaşım sergilenmektedir.
Tarihin tekerrür etmemesi için tepkilerimizi göstermek açısından ve Maraş’ta katledilenleri anmak anlamında yapılacak etkinliklere büyük kitleler halinde katılmamız doğru olacaktır.
Vahşice katledilen tüm canlarımızın ışıklar içinde yatması dileğimle….
Yürü bre Hıdır Paşa,
Senin de çarkın kırılır.
Güvendiğin padişahın,
Onlar da bir gün devrilir.
Pir Sultan Abdal