Bir Mayıs Emeğin Dayanışma günüdür. Yaşamları boyunca emeği, örgütlülüğü, demokrasiyi, Cumhuriyeti, bağımsızlığı, özgürlüğü ve barışı savunan emekçilerin, işçi kardeşlerimizin bayramını kutluyorum. Bizzat İzmir-Gündoğdu Meydanındaki kutlamaya giderek bu önemli günün coşkusunu tüm emekçilerle ve dayanışma içerisindeki yurttaşlarımla kutladım. Varolsunlar, sağ olsunlar.
Eğitim Sendikaları ve eğitimcilerin 4+4+4 olarak bilinen eğitim modelinin protesto etmek için İzmir’de gösterilerde biber gazı kullanılmış, yurttaşlarımız hak etmediği bir muamele ile karşılaşmıştır. Burası İzmir. İzmirliler demokrasiye yapılan bu ve benzeri davranışlara karşı demokratik tepkileriyle Yöneticileri uyarmıştır. Ben de İl Genel Meclisi kürsüsünde gündem dışı yaptığım konuşmayla Sayın Vali ve Emniyet yetkililerini uyarmıştım.
1 Mayıs İzmir’de olaysız geçmiştir. Başta Sayın Valimiz ve Emniyet güçlerinin orantısız güç kullanımına müsaade etmemesi, vakurlu, onurlu ve olgun İzmirliler tarafından olaysız ama son derece coşkulu bir kutlamayla neticelenmiştir. İzmir’i, İzmirlileri, Yöneticileri, Sendikaları, Valiyi, Emniyeti, Belediye Başkanlarımızı, Parti Yöneticilerimizi kutluyorum. İyi ki İzmir’de yaşıyorum.
İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında yaşananlar ise ibretliktir. Demokrasi adına barışı ve silahın bırakılacağını söyleyenlere soruyorum; 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşananları nasıl izah edeceksiniz. Türkiye’de sivil bir diktatörlük mü vardır.
Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerle ilgili hükümlerinden biri olan gösteri ve yürüyüş hakkı ihlal edilmiştir. Ne adına; ileri demokrasi diye diye demokrasi katledilmiştir. Neden yasak bölge ilan ettiğinizi açıklayamadığınız Taksim’den çok uzaklarda bile, CHP Genel Başkan yardımcılarını, Milletvekillerini, aydınları, işçileri ve halkı gaz bombardımanına tutmak, coplamak akıl alacak bir durum değil.
Tüm ulaşım yollarını keserek sivil sıkıyönetim uygulatan İstanbul Valiliği bu emri muhakkak AKP Hükümetinden aldı.
Başta sendikalar, siyasi partiler ve diğer sivil toplum kuruluşlarının kortejlerine biber gazı ve TOMA ile müdahale eden polis, tüm bu yasal organizasyonları marjinal grup olarak nitelendirmektedir. Onlar gibi düşünmeyen herkesin marjinal diye yaftalanması, AKP’nin ileri demokrasi anlayışının olmadığının bir kez daha kanıtırıdır. Demokratik bir hak olan yasal gösteri ve yürüyüşlerde Emniyet güçleri tarafından orantısız güç kullanımı sonucu biber gazından hayatını kaybeden insanların olduğu ülkemizde yine insanlık onuruna yakışmayan hareketler yaşanmıştır. Başbakan’ın zaman zaman şikayet ettiği Bürokrasi yine kraldan çok kralcı olmuştur. Bu davranışlar İstanbul vatandaşına zulümdür… Yapanları şiddetle kınıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle 1 Mayıs Bayramınızı kutluyor, İzmirli hemşehrilerimle gurur duyduğumu belirtiyor, iyi bir hafta diliyorum sevgili okurlarım.