Eğer parti içinde su yüzüne çıkmış bir kutuplaşma yoksa, eğer kendi ekibi tarafından belirlenen İl yönetim Kurulu onun çalışmalarına engel olmuyorsa, eğer genel merkez istifasını istememişse hem Ülkenin içinde bulunduğu durum, hem de CHP nin ivme kazanmaya başladığı süreçte Türkiyenin Üçüncü büyük ilinin İl Başkanı gerekçesiz istifa ediyor ve partiyi tartışmanın içine sokuyorsa ortada iyi niyet yok demektir.
Sayın Alaattin Yüksel CHP de geçmişte önemli görevler üstlenmiş birisidir. Partinin geçmişte görev yapmış kadrolarından birisidir, ama asla vazgeçilmez değildir. CHP de bireylerin gücü yoktur. Ben çok güçlüyüm diyenler zaman zaman denemişler, bağımsız aday olarak hiçbir şey ifade etmediklerini görmüşlerdir. Bunu Alattin Yüksel de görmüştür. Yaklaşık 12 Yıl önce İl başkanı iken Deniz Baykal tarafından azledildiğinde arkasında Aziz Kocaoğlundan başka kimseyi bulamamıştır. Kendi sandığından delege seçilemediği günler olmuş, Ben artık aktif siyasette yokum diye basına demeç vererek çekildiği siyasete Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde geri dönmüş, Bu partinin Genel Başkan Yardımcılığını ve Milletvekilliğini yapma onurunu kazanmıştır.
Ortada hiçbir sorun yokken partiyi tartışma ortamına sürükleyecek bir istifa partiye zarar vermektir. Ortada ifade edilen gerekçeler İzmir gibi bir İlin İl Başkanını istifa ettirecek gerekçeler değildir. Eğer gerekçe bazılarının ifade ettiği gibi Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun un Belediye Başkanlarını doğrudan Çanakkale ye araç istemek için araması ise bu istifa son derece anlamsızdır.
Alattin Yüksel in istifası nın arka planında siyasi kriz olduğunu düşünmüyorum. Esas sorun özel dir. Çünkü Alattin Yüksel İl Başkanlığını daha önce de yapmış, sonra Genel Başkan Yardımcılığı ve milletvekilliği yaptıktan sonra yeniden İl Başkanı kendi Ekibin israrı ile olmuştur. İl başkanlığı onca siyasi kariyerden sonra ona heyecan vermediğini 7 aylık süreçte gördük. Alattin Yüksel siyaset yorgunudur. Bu nedenle de İzmir de ne yazık ki CHP yi siyasetin öznesi yapamamıştır.. Artık işine ve ailesine zaman harcamak istemektedir. Ama bu isteğine sadece siyasi kılıf yaratma çabası içindedir.
Alaattin Yüksel in istifasını verir vermez Yönetim içinden İl Başkanı seçmesi de başka bir sıkıntı. Dilekçe Henüz Genel Merkeze ulaşmadan yangından mal kaçırır gibi İl Başkanı seçilmesi Genel Merkezin önünü kesmeye yönelik olduğu açıkça belli. Parti Tüzüğünde mevcut durum her ne kadar İl yönetim kurulunun hakkı ise de, iki nedenle beklenmeli idi. Birincisi Türkiye nin üç büyük ilinden biri ve de en önemlisi CHP nin en büyük kamu koltuğunun bulunduğu İlin İl Başkanını Genel Merkezle istişare etmeden seçmemelisiniz. İkinci si ise Siyasi Partilerde İl Başkanları Kongrelerinde ayrı seçilir. Şu anda seçilen İl Başkanı Kongreden İl Başkanı olarak yetki almamış, sadece Yönetim Kurulu üyesi olarak yetki almıştır. Her ne kadar Tüzükte bir engel olmasa da, delege ye saygı anlamında yeni bir kongre yapılmalıdır.
CHP ÖRGÜTLERİNİ KİM YÖNETİYOR?
CHP nin öteden beri en büyük iç sorunlarından birisi Belediye Başkanlarının örgütü yönetme inadıdır.
Tabi ki bunu her Belediye Başkanı için söylemek olanaklı değildir ama, ağırlıkla Belediye Başkanları bu tutum içindedir. Bu öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, İlçe Başkanları bay-pas edilerek örgütün sorununu Genel Başkanla Belediye Başkanları görüşmeye başlamış, hatta İlçe Başkanları adına da konuştuklarını söyleme cesareti bulmuşlardır. Peki ne istemişlerdir Genel Başkandan Alattin Yüksel in istifasını önleyin. Anlaşılır bir durum değildir. Alattin Yükselin İstifasını Genel Başkan istememiş ki Genel Başkandan engellenmesi istensin. İstifa tek taraflı bir iradedir. İstifa eden Alaattin Yüksel dir. Eğer vazgeçirmek gerekiyorsa adres Alaattin Yüksel dir. Eğer istifa etmiş bir kişiye Genel Başkanın rica etmesi isteniyorsa bu kişiye itibar kazandırma manevrasıdır. Genel Başkan da buna gelmemiştir.
Yeni İl Başkanı konusunda örgütün iradesine ihtiyaç vardır. Olağanüstü kongre yapılarak yeni İl Başkanı delege iradesi ile seçilmelidir.