HASANKEYF'İN ÖLÜMÜ

Öldü! 
Sulara gömüldü. 
Bilinen 12 bin yıllık yerleşim tarihi var. 
Ne fetihler, fatihler, krallar, sultanlar, yıkımlar, yapımlar görmüş. 
Sasani'ler, Bizans'lılar, Artuklu'lar, Eyyubi'ler, Safevi'ler, Osmanlı'lar... gelmiş geçmiş, bir yel gibi...
Antik kent UNESCO'nun 'Dünya Mirası' listesindeki 10 kriterinin 9'una sahip tek yer.
Hasankeyf'ten bahsediyorum. İsminin kökeni Asur'ca 'kipani' (kaya) kelimesinden geliyor. Hısn ı Keyfa (Kaya Kalesi). Game Of Thorones'in 'Casterly Rock'u (Kaya) aklıma gelir hep. Ama Hasankeyf gerçek, kurmaca değil. 
Daha doğrusu gerçekti.
Artık yok.

Taşıdık dedikleri yok hükmünde. Çünkü yapıların çoğu bölgenin doğasına içkin. 
Kültürel Miras Hukuku Uzmanı Avukat Murat Cano, Hasankeyf sitindeki yapıların çoğunun Ortaçağ yapım teknolojisi ile meydana getirildiğini söylüyor. Ortaçağ yapım teknolojisi; alçı esaslı bir harç ve moloz tabir edilen kabayonu taşlardan oluşuyor. 
'Yapıları bu teknoloji ile inşa edilmiş bir kent, bilinen taşıma yöntemleri ile taşınamaz. Kenti sökmeye kalkışmak, onun yok olmasına neden olacaktır. Sökülen kent, harç ve taş parçalarına ayrıldıktan sonra başka bir yerde yeniden özgün nitelikleriyle kurulamaz. Ayrıca sitin doğal biçimlenmesini taşımak da olası değildir. Yine aynı şekilde mağaralar ile som kaya kütlesi ile bütünleşen kalenin nakledilmesi mümkün değildir (...)'
Bilimsel gerçekler böyle konuşuyor. 
Peki Ilısu Barajının yapımı neden bu kadar önemliydi? 
50 yıl ömür biçilen, yılda 4 milyar kWs elektrik üretmesi beklenen bir barajdan bahsediyoruz. 
Türkiye'nin elektrik tüketimi 300 milyar kWs. Yani Hasankeyf'i yerle yeksan eden barajın üretim kapasitesi Türkiye elektrik tüketiminin % 1,5'una tekabul ediyor. 
Türkiye elektrik tasarrufu ve verimliliğine önem verse % 20 - 25 civarında tüketimi düşecek. Sadece % 1,5 yıllık üretimi buradan okumak bile insanın yeterince kahrolmasına yetiyor.
Bu baraj neden bu kadar önemli sorusu ne kadar anlamsız değil mi?
İnsan aklı makul, izah edilebilir bir açıklama istiyor. 
Yine bütün işaretler betonla örülen bir ekonomik gerçekliği gözlerimizin önüne seriyor.
Bilim, akıl, kültür, çevre her şey paraya tahvil edilmeye devam ediyor. 
Nasıl ki geçmiş bir zamanda 'Bütün yollar Roma'ya Çıkıyor'sa şimdiki zamanda ülkemizde 'Bütün Yollar Paraya Çıkıyor.'