16 Nisan Referandumundan itibaren ve onu takip eden HAK, HUKUK ve ADALET yürüyüşünün olumlu ve güçlü etkisi altında Cumhuriyet Halk Partisi Kurultay ve Kongre süreçleri başlamıştır.
Özellikle; ADALET yürüyüşü ülkemizdeki hukuksuzluğun, faşizan uygulamaların karşısında birlik ve beraberliğin, dayanışmanın, el ele verip ülkenin karanlıklardan aydınlığa çıkarılmasının gerekliliğini ortaya koymuştur.
Partileri bir aile gibi düşündüğümüzde iç hukuku ve aile bireylerinin özgürce düşüncelerini ifade etmesi ve sağlıklı kararlar alabilmesi adına müdahalelerin önüne geçilmesi gerekmektedir. Bunu da en etkin şekilde aile lideri yapabilmektedir. Açıklamaları ve beyanatları bu çerçeveden yapıldığı takdirde çoğulculuk ve olumlu katkıların varlığı rahatlıkla hissedilecektir.
Mahalle Delegelerinin seçimlerinin nasıl yapılacağına ilişkin hazırlanmış olan KONGRE YÖNETMELİĞİ incelendiğinde; mevcut ilçe yönetimlerinin ana görevi seçimlerin tüzük ve yönetmeliğe uygun yapılmasını sağlamaktır. Bunun dışında delege seçimlerine müdahale etmek ve liste hazırlamak görevleri arasında yer almamaktadır. Yani seçimler esnasında kaç listenin çıkarılacağı veya kimlerin delege seçileceği gibi konulara müdahale etmek mevcut ilçe yönetimlerinin tarafsızlığına gölge düşürecek bir durum oluşmasına neden olmaktadır.
Mevcut yönetimlerin tarafsızlığı neden çok önemlidir. Çünkü; Partilerin en küçük organları mahalle delegelikleridir. Ancak, partinin en üst organının seçilmesine, oradan da Genel Başkanların ve Parti Meclislerinin oluşturulmasına etki eder. Bu çerçeveden baktığımızda en önemli karar organları diyebiliriz.
Bu bağlamda; mahalle mahalle oluşturulan kongre delegeleri parti üyelerinin seçtikleri tek ve en önemli kişilerdir. Parti üyeleri bu hak ve ödevlerini baskı ve dayatma altında seçtikleri anda siyasi düşünce ve öngörülerini ipotek altına aldırmış olmakla kalmayıp partinin yönetim organlarının da şekillendirilmesini başkalarının iradelerine terk etmiş olurlar.
Nasıl yapılmalıdır; her mahallenin üyeleri kendi aralarında delege seçimlerini organize etmelidirler. Toplantılarla ve komisyonlar oluşturarak kendilerini temsil edecek delegelerini tespit çalışmaları yapmalıdırlar.
Aktif siyaset ile ilgilenen partisine katkı koyabilecek ve siyasi süreçleri takip eden çalışkan ve liyakatli üyeleri arasından delegelerini tespit etmesinde hiçbir engel oluşmayacaktır. Mahalle üyelerinin ortak bir karar alamadıkları takdirde birden çok liste ile seçimlere gidilmesi de demokrasinin gereği olduğunu özümseyecekleri bir ortam yaratacaktır.
HAK, HUKUK ve ADALET’in tesis edilebilmesi için en çok ihtiyaç duyduğumuz birlik ve beraberlik kavramının parti içinde sağlanabilmesinin yöntemi delege seçimlerine tek liste ile gidilmesinden ziyade bu seçimlerin tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde üyelerin özgür iradelerinin seçimlere yansımasının sağlanabilmesidir.
Kongre süreçleri devam ederken İzmir’in yerel gazetelerinde değerlendirmeler ve köşe yazıları akıp gidiyor. Algı operasyonları ve kişisel değerlendirmelerin yoğunlaştığı bir ortamda parti üyeleri bölgelerinde ki örgütlerin çalışma performanslarını değerlendirme yetisine sahiptirler.
Parti üyeleri; İlçe Başkanlarının söylemleri ile eylemlerinin birbiri ile örtüşüp örtüşmediğini takip edebiliyorlar. Yönetim Kurulu üyelerinin çalışma performanslarının hangi seviyede olduğunu ve ilçelerine siyasi anlamda ne kadar katkıda bulunup bulunmadığını tespit ederek zaten tepkilerini ortaya koyabiliyorlar.
Beyanatlar ve fotoğraflardan çok İCRAATA bakmayı yeğledikleri artık herkesin malumu.
Başarısızlığın temel kaynağı, başarısız olanların tekrar yönetim kademelerinde bulunması için çaba sarf etmek ve seçimlere kirli yöntemlerle müdahale etmektir.
Başarının sırrı ise; sadece söylem ve fason fotoğraflarla günü kurtarmaya çalışan yönetimler yerine liyakatli ve çalışkan yöneticilerin getirilebileceği müdahalesiz ve iradelerini parti yararına kullanacak delegelerin seçilebileceği yöntemlerin uygulanmasının sağlanmasıdır.
Kongre sürecinin; HAK, HUKUK ve ADALET ekseninde geçmesi Cumhuriyet Halk Partisinin ve ülkenin kazanımı olacaktır.