Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Danışma Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
CHP'nin hafta sonu yapılacak tüzük kurultayı öncesi İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısı bugün gerçekleşti.
Toplantıya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'li vekiller, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik katıldı.
Açıklamalarda bulunan Ekrem İmamoğlu, "Kurultayımızı en güzel şekilde hazırlamak hepimizin görevidir" dedi.
İmamoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle:
"CHP’nin tarihsel önemini ve değerini çok iyi bilen vatandaşlarımız, partimizin halkçı ve icraatçı yönünü yaşayarak bir süreci görme fırsatı buldular. Partimizin yerel yönetim başarıları iftira ve hurafelerle CHP’yi karalamaktan başka hiçbir meziyet olmayanları, toplumun karşısında değersizleştirdi.
CHP’nin büyük bir cesaretle kendini yenileme mücadelesi siyasetteki bozulma ve çürümeyi daha da görünür hale getirdi. Kendi içinde doğru dürüst bir siyasi rekabet yaşamayan, parti içi demokrasiden nasibini almamış yapıların ekonomi, adalette yaşanan krizlerin temel neden olduğunu milletimiz bu süreçte daha iyi gördü ve anladı. Vatandaşlarımız, CHP ile birlikte yeni bir yola görmeye hazır olduklarını net bir şekilde gösterdiler.
"BU HAZIRLIK BİR İKTİDAR HAZIRLIĞIDIR"
Danışma kurulu toplantılarının karşılığını verdiğini düşünüyorum. CHP olarak en güzel tüzük kurultayını bu haftadan başlayarak partimizin kuruluş yıl dönümüne kadar gidecek süreci en iyi şekilde hazırlayacağımızı düşünüyorum. Bu konuda sayın genel başkanımız Özgür Özel'e inanıyorum. Bu hazırlık bir iktidar hazırlığı. Halktan uzak gündemlere ayıracak tek bir dakikamız yoktur.
"CHP DEĞİŞECEK, TÜRKİYE DEĞİŞECEK"
Yolumuz açık olsun. İl Danışma Kurulu toplantımız yeni heyecanlara vesile olsun. Yolumuz iktidar yolu olsun. CHP değişecek, Türkiye değişecek.
İmamoğlu'nun açıklamalarının ardından kürsüye gelen Özgür Özel, şunları söyledi:
"Birileri bekliyor ki kendi içimize düşüp onların yakasını bırakacağız, milletin mesellerini konuşmayı, siyasetin gerçek gündemini takip etmeyi bırakacağız. Bekliyorlar ki birbirimize düşeceğiz onların kötü yönetimine rağmen sorumluklarıyla baş başa bırakacağız. Yok öyle yağma. Biz biriz, beraberiz, hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz.
Geçen sene bu günlerde 14 ve 28 Mayıs’ta hepimizi üzen, gençlerin gözündeki feri söndüren sonuçtan sonra biz bitmedi diyorduk. Hepimize bir sorumluluk düşüyor. Hep birlikte şunu söyledik, ‘başarabiliriz, hep beraber yeniden umudu örgütleyebiliriz’ gençlerin gözünün ferini yerine getirip yeniden ilaçlandırabilirdik diyorduk. Bunun için bir değişime gerek vardı. O gün şöyle söyledik, ‘CHP değişirse Türkiye değişir’ bu inançla yola çıktık. O değişimi kişilerin değişimi olarak tarif etmedik, etseydik haksızlık olurdu.
"DEVLETİ 22 YILDIR LİYAKATSİZCE YÖNETENLER..."
Biz kurucu partiyiz diye devletin sahibi değiliz. Devleti 22 yıldır liyakatsizce yönetenler, yıpratanlar, perişan edenler bir yanda dururken günü geldiğinde sanki her şeyin sorumlusu bizmişiz gibi kendilerini geri çekmelerine izin vermeyeceğiz. Biz kendinden emin, milletine sahip çıkan bir anlayışla altı oktaki her ilkeyi bu çağda olması gerektiği gibi, geçmişini sahiplenip bugününe doğru yorumlayıp hep birlikte ilerleyeceğiz.
4 Eylül’de kurultayımızı başlatıyoruz. Tarihi sahiplenen, perspektifle iletliyoruz. Dünyayı doğru okumak için Sosyalist enternasyonalin başkanlık divanında verdiğimzi bir önergeyle tüzük kurultayımızın toplantısına, sosyalist enternasyonalin fikir tartışmalarını yürüten komitesini davet ettik.
Programla ilgili ortaya koyacağımız yol haritasını tüm dünyadan başarılı örnekler katkılar sağlayacaklar. Ayrıca son gün bir Ankara bildirgesi çıkararak CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısını dünyadaki sol sosyalist partilere ilham veren başarısına atıfla sosyalist enternasyonalin kuramsal kimliğine bütünleştirerek, bütün dünyadaki yükselmekte olan aşırı sağa karşı nasıl bir karşı duruş, iyi niyetimizi ortaya koyan bir Ankara bildirgesi hazırlanacak. Ankara bildirgesi New York’ta yapılacak Eylül ayının sonunda da Sosyalist Enternasyonal'in toplantısında da sunacağız.
"CHP TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ PARTİSİDİR"
CHP bu yüzyılda kimin için siyaset yaptığını bilerek, faturayı ödemesi gerekenlere ödetmek için bu yürüyüşü nasıl yapacağımızı mutabakatla belirleyip milletin önüne koyacağız. Biz bu kararlılıktayken bizim karşımızda çaresizce ama birtakım kurnazlıklarla bizi başka tartışmaların içine çekmeye çalışanlar var. Bu tartışmalara eski reflekslerle katılanlara bir şey demiyorum ama bu kötü niyetin bir parçası olmaya kalkanların bu ülkenin hak ettiği CHP iktidarıyla kesişen bir duyguları olmadığı açıktır.
Tayyip Erdoğan ince ince hesaplar yapıyor, hemşerilerine çayın maliyetinin kilosu 19’ken 17’den veriyor. Fıstığa geçen sene 20 lira azına alım yapıyorlar bunlar konuşulsun istemiyor. Sadece yeni bir gerilim olsun, bu gerilim üzerinden bir kutuplaşma olsun ve şu sağlansın isteniyor, ‘açsın, susuzsun ama tehlike büyük. Yoksa ezanı dindirecekler.’ Ne kolay siyaset dimi, kutuplaştır şeytanlaştır.
CHPyi kurduğu ülkeyi bölücü gibi göstermeye çalışmak, aslında yoksulluğu örtmek büyük ihmallerin sorumluluğunu almamaya çalışmaktan başka bir şey değil. Kim CHP'nin seçimden beri yaptığını doğru bulmuyorsa bilse iyi olur, CHP Türkiye'nin birinci partisidir.
"EN DEMOKRATİK, EN KATILIMCI TÜZÜĞÜ YAPACAĞIZ"
Normalleşme bugüne kadar muhalefeti eksik yapmaya yol açacak hiçbir unsuru içermedi. Normalleşme, milletin tümüne sesini duyurmaktır. Yaptıkları tek bir yanlışa sessiz kalmamak, ezdikleri tek bir karıncayı yalnız bırakmamaktır. Bütün çalışma arkadaşlarımın bu oyuna gelmeyecek dirayette olmasını istiyorum. Sabırla, umutla, kararlılıkla, özgüvenle ilerliyoruz. Siyasi partiler arasındaki en demokratik, en katılımcı tüzüğü yapacağız.
CHP demokratikleşecek Türkiye demokratikleşecek. CHP değişecek, Türkiye değişecek. Türkiye'deki insanların umudu değişecek. Türkiye 100 yıl önce olduğu gibi bütün dünyanın gelişimine biretle baktığı bir ülke olacak. Bu ülkeye demokrasiyi, cumhuriyeti, çok partili sistemi biz getirdik. İktidarı alanın yargıyı, basını tüm kurumları ele geçirdikleri bir süreci bu ülkenin yaşamasına engel olamadık. Sorumluluğumuzun farkındayız. Kimsenin ele geçiremediği bir medya oluşturmak, yargı sistemi kurmak için bu ülkenin 100 yıl sonra tekrar bize ihtiyacı var.
Cumhuriyet