Durup Dururken Biriken...



Ben lafa değil icraata bakarım..
Bir gece vakti, ekmek için mayın tarlasında yürüyen yüreğin ocağını söndürdüğün bombaya bakarım mesela, Roboskiye bakarım
Güvercin tedirginliğinde özgür bir yurttaş gibi bizden biri olan faşizme inat kardeşim olan Hrant'a bakarım
Adaletin kaçırdığın kantarında içeride çürüttüğün bedenlerin kıtık ettiği düşlerine bakarım
Reyhanlıda ellerini gökyüzüne açan bizim yüreğimizi dağlayan ananın feryadına bakarım sonra,
Orta doğuda dökülen her kanın senin ellerindeki vebaline bakarım,
Van da çuvalın içinde karın soğuk sessizliğinde babasının elinde süzülen Muharremin cansız bedenine bakarım,
Emperyalist cahil kafanla yaşatmaya çalıştığın Osmanlının o yozlaşmış dönemlerine de dönüp bakarım istersen,
Ağzından düşüremediğin Cihan Padişahı Fatihi kadıya şikayet eden Rum İspalanti'nin hakkını nasıl aldığına bakarım, hani sende olmayan hak ve hukukun, Senin kadı karşısına Fatih gibi çıkma cesareti olmayışına bakarım.
Hisseden bilim bakanlarının yanında, Biruniye bakarım, İbn-i Sinaya bakarım, Hayyama bakarım
Tecavüze uğramış kıza kendi rızası var diyen vicdansız, hakkın karşısında hukukunu kaybeden mağdurun yanında olması gereken senin kadılarının zalimin yanında olmasına bakarım,
Ethem'e bakarım
Ali'ye bakarım
Medeni'ye bakarım
Mehmet'e bakarım
Abdo'ya bakarım
Ahmet'e bakarım
Senin yüzüne bakamayacağın bütün onurlu yurttaşlara bakarım,
Ayakkabı kutularına bakmama gerek kalmaz o vakit,
Sesine hiç ihtiyacım yok yüzüne bakınca gördüğüm yetiyorken,
Lafa değil icraata diyorsun ya işte sen böyle dedikçe şu geliyor aklıma.

Üç şey, kişinin kerem sahibi olduğunu gösterir: Güzel ahlak, öfkeyi yenmek, haramlara bakmaktan kaçınmak.

İşte sana bakınca göremediğim üç şey, gerisini siz biliyorsunuz zaten...