Demokrasinin doruklarına yolculuk

Ankara’da Halk’ın yaptığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında bir de barikatı krizi çıktı. Ne kadar acıdır ki sayın başbakan barikatların kaldırılması talimatını ben vermedim diyor. Hatta havaalanında bu konu ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanına görevini öğretircesine herkes kendi görevini yapsın imasında bulunuyor.

Şimdi resmin bütününe bakalım, 29 Ekim günü barikatlar kaldırılmadan önce ki halini ve birde barikatların kaldırılması sonra ki halini düşünelim. Hangi görüntü daha güzel ve Türkiye’ye yakışır bir görüntüydü.

Ben sayın başbakanın yerinde olsam o barikatları ben kaldırttım derdim. Böylece demokrasi ve özgürlüğün barikatların kaldırılmasından sonraki güzelliğine katkıda bulunmuş olurdum.

Başbakanın dünkü grup toplantısında ki konuşmaları her zamanki gibi en azından beni dehşet ve endişe içine sürükledi.

İleri demokrasiden örnekler verdi. Yurttaşların özgürce bayramlarını kutlamalarını büyük bir suç işlenmiş gibi anlatmaya çalıştı. Hatta içişleri bakanına gönderme yaparak neden daha sıkı önlemler almadınız gibi imalarda bulundu.

Halbuki böyle yapacağına, NEDEN Cumhuriyet Bayramını halkın kutlamasını yasakladığını izah etseydi. Bir tane geçerli neden söyleseydi. Tabi ki nedenlerini söyleyemez, çünkü bir tek geçerli sebep yok.

TEB-BNP Paribas WTA Championships Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası'nda tekler finalinin ardından düzenlenen kupa seremonisinde bakanlara yapılan yuhalayanları “Terörist Holigan” olarak nitelendirdi. Bu da ileri demokrasinin örneklerinden olsa gerek, niye bu kadar kızıyor acaba.

Tüm bu yaşananlar içerisinde en acısı da sayın başbakanın, Sayın KILIÇDAROĞLU’na Hakkari’de niye Türk Bayrakları ile yürümüyorsun kelamı oldu. Sayın başbakanın ağzından, ülkemizin herhangi bir ilinde, Türk Bayrağıyla dolaşmanın tehlikeli olacağını duymak kadar içimizi acıtan başka ne olabilir. Ama Sayın KILIÇDAROĞLU en güzel cevabı verdi kendisine “Eğer bir ülkede bir ilde Türk bayrağı dalgalanmıyorsa sen hangi ülkede başbakanlık yapıyorsun?” Sözün bitti yer olsa gerek.

Son olarak; sayın başbakan başkanlık sisteminden yana olduğunu dün havaalanında bir kez daha yineledi. Yani tek adam olma düşüncesini ve demokrasiyi daha da ileri götürme özlemini ifade etti.

 Yaşanan bu olaylardan sonra, bir de sayın başbakan başkan olsa ne yapardık bilmiyorum.

 Herhalde ülkemizi demokrasinin doruklarına çıkarırdı.