CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, ABD’nin mal varlığını kurcalamaya başlamasının ardından Erdoğan’ın Suriye politikasında kırılma yarattığına dikkati çekerek, "Erdoğan'ın ana stratejisiyle ilgili sürdürdüğü Suriye politikasını devam ettiremeyeceğini göstermiştir” dedi.
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, kurucu kadroları arasında yer aldığı AKP hükümetinin Suriye’ye yönelik operasyonunu, iç siyaset ve parti tabanındaki yansımalarını değerlendirdi.
Ağır ekonomik sorunların yaşadığı böylesi bir süreçte, iktidarın milli duyguları galeyana getirmek istediğini belirten Şener, "İnsanlar ekonomiden daha fazla dış politik gelişmeleri izler oldu. Bu operasyon bunu sağlamıştır" dedi. Şener, AKP iktidarının adına “Suriye Milli Ordusu” (SMO) dediği güçlerle Suriye Devleti’ne karşı alternatif gelişmeler hedeflediğini söyledi. Şener, “Suriye’nin bütünlüğü kavrayacak niteliklere sahip olmadıkları için olsa olsa Suriye’yi parçalamakla sonuçlanacak bir hadise. Ama bununla ilgili ana stratejinin, hedefin ne olduğunu da kestirmek mümkün değil. Çünkü başından beri Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak konuşulanlar gerçeği yansıtmıyor. Ne Trump'ın konuştuğu gerçeği yansıtıyor ne Erdoğan'ın konuştukları. Putin daha diplomatik bir üslupla yürüyor ama onun kafasındaki ana strateji konusunda da bazı esneklikler olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı.
'ERDOĞAN STARTEJİSİNİ DEĞİŞTİRECEK'
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile yaptığı "ateşkes" görüşmesiyle Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede tedirgin olduğunu ifade eden Şener, "Bu görüşmeler sonrasında Erdoğan'ın Suriye ile ilgili yeni bir strateji çizmek zorunda olduğunu düşünüyorum. Yani Suriye'deki olaylar başladığından beri Suriye üzerindeki ana stratejisinin bu yeni gelişmeyle birlikte kırılmaya uğradığını ve bu ana stratejide bir değişiklikle baş başa kaldığını düşünüyorum" diye belirtti.
Şener, "Özellikle ABD'nin ambargo kartını çıkarması, Halkbank ile ilgili sorumluluk mevkiine Erdoğan'ı yerleştirmesi, bunun ötesinde mal varlığının kurcalayacağıyla ilgili yeni sinyaller vermesi, Erdoğan'ın bazı çizgilerin de kırılmalar ortaya çıkardığını düşünüyorum. Bu görüşmeler sonrasında Erdoğan'ın ana stratejisiyle ilgili sürdürdüğü Suriye politikasını devam ettiremeyeceğini göstermiştir. İşin özü itibariyle baktığımızda sürekli kükreyen, rakiplerine ve çizgisine aykırı davranan siyasetçilere diplomatik dil dışında sert beyanlarda bulunan Erdoğan, Trump'ın onca hakaretine rağmen ses çıkarmamayı yeğlemiştir. Bu da politikalarındaki kırılmaların görüntülerinden biridir diye düşünüyorum" diye konuştu.
'KÜRTLERDE KIRILMALARA YOL AÇTI'
Askeri operasyonun Kürtlerde duygusal kırılmalara yol açtığını vurgulayan Şener, "Bu iyi bir siyaset izlenmediğini temel göstergesidir. Türkiye açısından en önemli olan hadise, Kürt vatandaşlarımızla beraber yaşama iradesini geliştirmemiz lazım. Ama izlenen politikalar sürekli kırılmalara yol açıyor. Bu kırılmalar sadece bugün için değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini risk altına atıyor. Bunun telafi edilmesi lazım. Kayyum atamaları, tutuklamalar, görevden almalar bu kırılmayı bunlarda derinleştiriyor" dedi.
'AKP'DEKİ ÇÖZÜLMEYİ ÖNLEMİYOR'
Şener, son 5 yıldır AKP’de bir çözülme sürecinin yaşandığına dikkati çekerek, Erdoğan'a “kayıtsız şartsız” destek veren geniş seçmen kitlesinin sorgulama içinde olduğuna belirtti. Şener, şöyle devam etti: "Gündem milli konulara kaydığı zaman suskunluk oluşuyor ama insanların içinde hala bu var. İç ve dış politikalarının yanlış olduğunu, hukuk devleti, adalet, kamu düzeni ile ilgili politikaların yanlış olduğunu söylediğiniz zaman, seçmen kitlesi daha ilgiyle dinliyor. Erdoğan'ın ve AKP'nin diğer partileri vebalaştırarak, oy alma taktiklerinin çöktüğünü düşünüyorum. Çünkü artık seçmen bu konuda destek vermiyor. Seçmen gittikçe daha rasyonelleşiyor. Oy eğilimini değiştirebileceği sinyalini veriyor. Bu aynı zamanda AKP'deki taban itibariyle bir çözülmeyi de ifade ediyor. Son gelişmelerin AKP'deki çözülmeyi önlediğini düşünmüyorum. Çünkü bu son gelişmeler Erdoğan'ın tezlerini boşa çıkarmıştır."
'TÜRKİYE'Yİ ZORA SOKACAK'
Suriye saldırısının Türkiye'yi diplomatik alanda zora sokacağını vurgulayan Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: "ÖSO çatısı altında toplanan grupların sayısının 110 bine ulaştığı söyleniyor. Bu grupların Türkiye tarafından finanse edildiği biliniyor. Hatta bunların maaşlı askerler olduğu da ifade ediliyor. Bazı milletvekilleri de soru önergeleri vermiştir. ‘Bu ÖSO bileşenlerine maaş veriliyor mu, kaç lira veriliyor?’ diye. Hükümetin soru önergelerine verdiği cevaplarda ise 'vermiyoruz' demiyor. Kaç lira verdiğini de söylemiyor. Dolayısıyla Türkiye'ye faydası olmayan, sahadan devşirilmiş, geçmişte sicili temiz olmayan, disipline edilme kabiliyeti olmayan sürekli çatışma koşullarında bile uluslararası arenada savaş sucu kavramıyla tanımlanan bu yapılar, Türkiye açısından hem ekonomik bir yüktür hem de uluslararası diplomatik arenada Türkiye'yi zora sokacak bir yapıdır.”
'KAYYIM ATAMALARI YANLIŞ'
Şener, HDP’li belediyelere kayyum atamalarının da yanlış olduğunu sözlerine ekleyerek, şunları söyledi: “Türkiye'de her şeyin çivisi çıkmıştır. Birçok karar idari karar şeklinde ortaya çıkıyor. Daha seçim kampanyası sırasında Erdoğan ve parti mensupları diyorlar ki 'siz seçimi kazansanız da size o görevi yaptırmayacağız.’ Peşinen ilan ediyorlar. Sonra İçişleri Bakanı birçok belediye başkanını görevden alıyor. Arkasından bazı yargı süreçleri başlıyor, tutuklamalar oluyor. Bunların hepsi Türkiye'de ki mevcut hukuk düzeni içerisinde bile sakat işlemlerdir. Seçilmiş belediye başkanlarıyla uğraşmak yanlıştır. Bu yapı içerisinde, mahkeme kararı olsa bile siyasi konularda verilen kararların evrensel hukuk değerlerine uygun olmadığını düşünüyorum. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçip, yaptıkları yanlışları da telafi etmelerinde fayda var."