Cumhuriyet Halk Partisinde 1987 ve 1991 yılları haricinde genel olarak ön seçim yapılmamıştır. 22 Mayıs 2010 yılından sonra CHP’de yapılan olağanüstü Kurultayda Genel Başkan seçilen Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU parti içi demokrasi anlamında söylemleri ve icraatları açısından büyük gelişme göstermiştir.
CHP 2011 Genel Seçimlerinde dar kapsamda olsa bile 28 ilde hakim huzurunda ön seçim yapmıştır. Ön seçim yapılan bu 28 il ile ilgili oy oranlarında; 2007 yılı ile 2011 yıllarını karşılaştırdığımızda ön seçim yapılan 28 ilden biri hariç tamamında oy yükselişi yaşanırken sadece Yozgat’ta % 2.9 oranında oy kaybı gerçekleşmiştir. Bununla birlikte diğer seçim bölgelerinde; en az oy artışı% 0.2 ile Sivas ili olurken, en yüksek oy artışı 14.1 ile Aydın ilinde gerçekleşmiştir. Sonuç olarak 27 seçim bölgesinin tamamında oy artışı yaşanmıştır.
Bu istatistiki değerler şunu net bir şekilde göstermektedir. Hakim huzurunda yapılan ön seçim CHP için her anlamda oy artışına katkı sağlamaktadır.
2015 Genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 85 seçim bölgesinin 55’inde milletvekili adaylarını üyelerinin katılımıyla önseçim yöntemiyle belirleme kararını almıştır. 45 seçim bölgesinde hakim denetiminde tüm üyelerin katılımı ile, 10 seçim bölgesinde örgüt denetiminde tüm üyelerinin katılımı ile aday belirleme yolu tercih edilmiştir. 30 seçim bölgesinde ise Merkez Yoklaması yapılacaktır ki zaten 17 tanesi CHP’nin % 10’un altında oy aldığı seçim bölgeleridir.
Bu çerçeveden baktığımızda; demokrasiye geçiş için atılan adımlar yavaş yavaş yerini bulmaktadır.
Yerel seçimlerde yapılan hatalar, genel seçimler için dikkate alınmış ve önemli gelişmeler göstermiştir. Fermuar sistemi tarzında yapılan eğilim yoklamasının; genel seçimler için üç büyük ilde uygulanmaması ve hakim huzurunda ön seçim yapılması, CHP’nin hem parti içi demokrasiye katkısı, hem de oy artışı açısından çok önemli atılımdır.
Bu genel değerlendirme sonrasında; bu gün tartışmalara neden olan kontenjan miktarlarını da irdelemek gerekir.
Yaşadığımız bölge olan İzmir açısından kontenjanların miktarlarına baktığımızda; 2 bölgeden 3’er kontenjan ayrılması, fazla gibi gözükmekle birlikte, iktidar olmayı hedefleyen bir parti açısından 13 milletvekili için 3 kontenjanın makul bir sevide olduğunu düşünebiliriz.
Ön seçimden ilk 10’da listede yer almak her aday adayı açısından bir onur olmalıdır. Bu bağlamda, CHP’yi iktidar yapabilmek ve her bölgeden en az 9-10 milletvekili çıkarabilecek çalışmayı gösterebilmek önemlidir.
Ancak; Ön seçime girecek aday adayların 3 yerine en fazla 2 kontenjan adayı olmalı söylemi de dikkate alınmalıdır. Bu tepkiler bana 2014 yerel seçimlerini hatırlatıyor, yerel seçimlerde İzmir’de yaşanan olumsuz gelişmelerin genel seçimlerde de yaşanmasının önüne geçecek tedbirlerin mutlaka alınması gerekmektedir.
Kontenjan adaylarının tespiti de ön seçim yapılması kadar önemli bir konudur. Tüm yurttaşların kabul görebileceği ve CHP’nin programı çerçevesinde sol özlemini giderebilecek adayların tespit edilmesi ülkemizin içinde bulunduğu şartlar açısından da önem arz etmektedir.
Bu gün ki siyasal durum göz önüne alındığında; HDP ve (İşçi Partisi) yeni adıyla Vatan Partisi oylarını artırmak açısından CHP’nin tabanına yönelecektir. Bu partilerin listelerine koyacakları adayların profilleri CHP seçmeninin tercihlerinde değişiklik gösterme olasılığını yükseltebileceği mutlaka dikkate alınmalıdır.
Bu bağlamda; seçime girecek bu üç partinin aday profilleri tabanların yönelimi açısından gözden kaçırılmamalıdır.
CHP’nin tabanında kaybedeceği % 1’lik oya bile tahammülü olmayacaktır.
Kontenjan adayları çok dikkatli, hem CHP tabanı tarafından hem de yurttaşlar tarafından kabul görebileceği özellikleri de dikkate alınarak tercih edilmelidir.
Ön seçimde oy kullanacak parti üyelerinin tercihlerinin; feodal yaklaşım ve maddi güç etkisinden uzak, partisine yakışan, temsil yeteneği olan ve liyakat sahibi aday adaylarını tercih etmeleri parti yararına olacaktır.
CHP; seçimlere girecek siyasi partiler arasında kendi tüzüğünde yaptığı değişiklerle üyelerinin demokratik katılımı ile en geniş önseçim uygulamasını hayata geçirme kararlılığını göstermiştir.
Bu çerçevede; CHP’nin bu dönem kısmen de olsa dayatma yapmadan aday belirleme yöntemi ve demokrasi odaklı yaklaşımı, yeterli olmasa bile önemli bir değerdir.
Ön seçim; CHP’ye büyüme, ülkemize demokrasi ve özgürlük getirmesi açısından bir umuttur.