Neler oluyor bu memlekette? Ne olacak bizim sonumuz?
Heykel "ucube", Gezi'dekiler "çapulcu", " ölmek, madencinin kaderi"...
Tekme ve yumruklar havada...
Zengin fakir ayrımı hat safhada...
Zengin, fakirin kömürünü çıkarmaz elbet. Zengin, fakirin katili olur ancak bu memlekette! Kömür çıkarmak ne haddine? Onlar, kömür çıkaranların yüz karası olurlar sadece!
Ekmek çalanlar hapis, ekmek almaya gidenler ölümle cezalandırılırdı oysa bizim memlekette! Memleketi soyanlar, yüzlerce insanın katilleri neden hala dışarıda ve neden hala hayatta merak etmekteyim? Ne yapalım yani şimdi biz? Hayatta kalmamız gerek ve bunun için insani gereksinimlerimizi karşılamak... Ekmek gibi mesela... Ekmek almaya giderken vurulan biz, ekmek çalarken, ekmeğimizi isterken tutuklanan biz. Ne yapalım yani şimdi biz?
Suçsuz ve özgür olmak için cinayet mi işleyelim? Memleketi mi yiyelim? Siz söyleyin, biz nasıl kendimizi var edelim?
Birkaç kendini bilmez ve Kıbrıs'ta yaşananlara taktım bugünde.
Bu birkaçından biri de şimdiye dek kendini bildiğini zannettiğim Yılmaz Özdil. Telefon bağlantısının tamamını dinlemediğimi belirtmek isterim öncelikle. Ancak internette gezen hali ile söyledikleri "ironi" değilse, o işçilerin 'akepe' mitingine yemek fişleri ellerinden alınarak, zorla götürüldüğünü hatırlatmak isterim. Açlığın ve o zor koşullar altında çalışmanın ne demek olduğunu bilmediğinden eminim. Aç karnına madene girmesini öneririm!
Diğer kendini bilmezler de aynı telden çalıyorlar yine. Onlara ise, at gözlüklerini çıkarmalarını öneririm.
Hadi geçelim hepsini. Tutun ki Soma'daki tüm işiler "akepe"liydi... O zaman orada yaşanan facia olmayacak mıydı? Farkında mısınız bilmem, söz ettiğimiz insan, söz ettiğimiz can, söz ettiğimiz üç kuruş uğruna!
Bu o partiden, bu şu partiden, o bunu savunuyor, bunun gittiği yol orası... Yok böyle bir şey, böyle bir dünya yok, böyle bir memleket hiç olmamalı. Bilhassa, söz konusu bir faciaysa!
Kıbrıs'a, benim büyülü memleketime gelince de...
Örnek olacak hiçbir nokta bulunmazken Türkiye'de, onu örnek alır olmuş son zamanlarda... Toma almak ile işe başlayan KKTC polisinin, gözaltına aldığı yoldaşlarımıza yaptıklarıyla da Türkiye polisinin yolundan yürüğü aşikâr. Kıbrıs'ta yaşananları tüm detaylarıyla Kıbrıs'ta yayımlanan Barikat'ın Haziran sayısında okuyabileceğinizi belirterek, Soma'da yaşanan faciayı protesto etmeleri dolayısıyla elleri kelepçelenen, elleri kelepçeli iken bile gülümseyerek, "barış"ı işaret eden yoldaşlarıma sevgi ve selamlarımı yolluyorum.
Bir yanı Soma'da kalbimin, bir yanı ise, elleri kelepçeli Kıbrıs'ta...