O siyasal partilerin her biri darbe dönemlerinin sonucu olarak gelmiş, anlı şanlı iktidar dönemlerini birkaç dönem yaşamış ve Tarihin derinliklerine gömülmüştür. Demokrat Parti 3 dönem, Adalet Partisi 2 dönem, Anavatan Partisi iki dönem tek başına iktidarını sürdürmüş, inişe geçtikten sonra da gidişini hiçbir güç engelleyememiştir. Bunların hiç birisi sosyolojik ihtiyaç üzerinden iktidar olmamış, bunalımlı dönemlerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Demokrat Parti Tek parti döneminin bıkkınlığının sonucu, Adalet Partisi 1961 Darbesinin, Anavatan Partisi 12 Eylül darbesinin, AKP ise 28 Şubat E Muhtırasının sonucudur. Geliş nedenleri farklı toplumsal çalkantıların sonucu olsa da gidişleri aynı nedene ve sürece dayalıdır. Olağanüstü koşullarda toplumun çaresizlik içinde destek verdiği bu partilerin gerçek yüzleri ortaya çıkınca çözülürler ve biterler. Oysa İdeolojik temeli olan Halk ile bütünleşmiş partiler zaman zaman güçleri azalsa da varlıklarını sürdürürler.
AKP nin süreci de tamamlanmıştır. Gidişini kimse engelleyemez. Nasıl ki Derelerin, Nehirlerin, Irmakların akışını tersine çevirmek olanaksız sa AKP nin gidişini de engellemek olanaksızdır.
Bir parti düşününüz ki bir önce ki seçimde 330 un üzerinde milletvekili çıkarıp, bir sonra ki seçimde tek başına iktidarını kaybedecek, beş ay sonra yapılan seçimde arkasında yüzlerce faili meçhul cinayetler bırakarak tekrar iktidara gelecek. Bu sonucun demokratik bir seçimle alınma şansı yoktur. Bu nedenle AKP iktidarı seçim dengesizliği ve eşitsizliğine rağmen seçim hilelerine yönelik çaba içinde olduğu söyleniyor ve yazılıyor. 7 Haziran seçimlerinde kritik olarak kaybedilen yerlere seçmen yığınakları yapıldığı söyleniyor. Seçim sürecinde hangi hilelerin yapılacağını Twitter fenomeni Fuat Avni her gün yazıyor. Güneydoğu da halk yıldırılıp, göçe zorlanıyor. Seçimde diğer partilerin çalışacak kadroları cezaevlerine dolduruluyor. Güneydoğu halkı Türkiye Demokrasisinin yüz karası olan BEYAZ TOROS larla tehdit ediliyor. Oysa bu ülkeden Beyaz Toroslar hiç gitmedi. Markası ve rengi ne olursa olsun Diyarbakır, Suruç ve Ankara katillerini Katliam alanına getiren beyaz toroslar değilmidir. Beyaz toroslar gelir diye tehdit eden AKP nin son 6 ay içersinde İkiyüz e yakın sivil Katliam sonucu yaşamını yitirmiştir. Artık Beyaz Toroslar tek tek Faili meçhul cinayetler değil, Faili meçhul kitlesel katliamlar yapıyor. AKP nin Ülkeye getirdiği sonuç budur. Kim ne yaparsa yapsın AKP gidiyor, CHP nin oyları yükseliyor. 1 Kasım Türkiye nin siyasal tarihine bir milat olarak girecek. Hem AKP hem de Beyaz Toroslar bir daha geri gelmemek üzere gidecek.
CHP YETERİNCE ÇALIŞIYOR MU?
AKP nin kendi iktidarı için zorladığı seçimler CHP nin iktidarının önünü açmıştır. CHP Türkiye ye güven veren, Barış ve demokrasinin garantisi konumuna gelmiş bir siyasal partidir. CHP kadroları özveri gösterse, çaba sarf etse, bir önceki seçimlerde oy kullanmayan veya başka partilere oy vermiş seçmenler üzerinde çalışabilse iktidar olabilecek olanağı yakalamıştır. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki CHP İlçe örgütleri yeterince çaba içinde değildir. Süreç kendi doğal gelişimine terk edilmiştir. Bazı İlçeler henüz sokağa bile inmemiştir. Seçim çalışmaları bir iki esnaf gezisine sıkıştırılmış, Broşör dağıtımının ötesine geçilememiştir. Ne seçim büroları vardır, ne de sokaklarda afişler vardır. Yazıktır ki AKP nin Kaymakamlar yoluyla seçimlerin sessizleştirilmesi, afiş ve bayraksızlaştırılması tuzağına düşülmüştür. Bu durum seçim çalışmalarının üzerine ölü toprağı örtmüş, sadece AKP nin çalışmaları görünür hale gelmiştir. CHP nin elbette Bürolar oluşturma olanağı ekonomik koşulları nedeniyle zayıftır. Ancak Oturdukları koltukları ve bulundukları olanakları CHP nin gücünden alanlar nerede? Şimdi değilse Ne zaman katkı koyacaklar?