Ben, Ben, Ben…

Ben;

Bir yığın ben. Samimiyete göre duygularını sergileyen ben. Kendimle bambaşka ben. İş yerinde daha farklı, arkadaşlarla farklı ben. Özel görüşmelerde çok farklı ben, kibar ve sınırlı ben.

Ben, ben, ben…

En samimisi kendimle olan ben…

İnsanlar yargılarken farklı, kendisi farklı. Öz ile görüntü arasında uçurumlar oluşabiliyor. Bu konuyu güzel bir alıntı ile işleyelim.

“İsa işe zeytin dağına gitti. Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk o’nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders vermeye başladı.

Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler.

“Musa, yasa’da böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?”

Bunları İsa’yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için neden arıyorlardı.

İsa eğilmiş parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve “Aranızda günahsız olan, o’na ilk taşı atsın!” dedi.

Sonra eğildi toprağa yazmaya koyuldu. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.

İsa doğrulup ona “Kadın, nerede onlar? Hiç biri, seni yargılamadı mı?” diye sordu.

Kadın, “Hiç biri, efendim” dedi. İsa, “Bende seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!”

Zina tarih boyunca insanlar arasında önemli bir sorun olmuştur. Çoğu toplumlar katı kurallar uygulamıştır. Demokrasinin beşiği saydığımız Fransa’da zina 1975 yılında suç olmaktan çıkarılmıştır.

Güzel bir müzik kulağımı tırmalıyor;

“Artık bülbül ötmüyor, /Gül dolu pencerende./ Yalnız hatıra kaldı,/Boş kalan çerçevede.”

Taoizm’in kurucusu, Çinli filozof, yaşlı filozof olarak bilinen Lao Tzu güzel bir nasihat verir.

“ Acele karar vermeyin. O zaman sizinde herkes den farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz. Karar vermek bilgelik gerektirir, unutmayın.”

Hangimiz masumuz, hangimiz düşünülen kadar berrak, hangimiz istenilen ölçüdeyiz. Bana adil olan düşüncem sana da adil mi. Kısa ömrümüzün aydınlık ve özgür geçmesi dileğimle…

Hoşça kalın