CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, “İzmir’in Konak İlçesi’ndeki Barbaros Hayrettin Ortaöğretim Okulu öğrencilerinden Emir Sultan Mahallesi’nde ikamet eden 61 öğrencinin aylardır okula gitmemesi ve okula gitmeyen çocuklardan bazılarının tarikat kurslarına gitmesi” skandalını Meclis gündemine taşıdı.

CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, hazırladığı yazılı soru önergesini Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sundu.      

OKUL MÜDÜRÜ TEBLİĞ ETMEK İSTEMEDİ

TBMM Divan Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, Barbaros Hayrettin Ortaöğretim Okulu'na kayıtlı, 11-14 yaşları arasındaki 61 öğrencinin aylardır okula gitmediğine ilişkin devamsızlık tebligatlarının, oturdukları Emir Sultan Mahallesi'nin muhtarlığına gönderildiğini ifade etti.

Gecenin polemiği… Yusuf Dikeç: Onu tanımıyorum Gecenin polemiği… Yusuf Dikeç: Onu tanımıyorum

Emir Sultan Mahallesi Muhtarı Hüseyin Heptepe’nin, “Okulun müdürü tarafından muhtarlığıma 61 tane devamsızlık mektubu geldi. Üst yazısıyla birlikte kendisi tebliğ etti. Bu devamsızlık yapan 61 öğrencinin devamsızlıklarını kendilerinin beyan edemeyeceğini söyledi. ‘Muhtarlık aracılığıyla bunları tebliğ eder misiniz?’ dedi. Ailelere gidip 'çocuğunuz okula gitmiyor' diye mektupları ulaştırmamızı istedi” dediğini aktaran CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, bunun üzerine muhtarın bu tebligatları 61 öğrencinin ailelerine verdiğini kaydetti.

"CEMAATLERİN MERDİVEN ALTINDAKİ KURAN KURSLARINA GÖNDERİLDİĞİNİ ÖĞRENDİK”       

CHP Milletvekili Av. Kılıç, “Söz konusu mahalle daha çok Roman ailelerin oturduğu dezavantajlı bir mahalle. Bu çocukların derin yoksulluk nedeniyle okula gidemediğini öğrendik. Aileler, çocuklarının ayakkabılarının olmadığını, çoğu zaman terlikle okula gitmek zorunda kaldıklarını beyan etmişlerdir. Ancak bu çocukların okula gönderilmeyip cemaatlerin merdiven altındaki kuran kurslarına gönderildiğini de üzülerek öğrendik” dedi.

“SON YILLARDA EĞİTİMDE TİCARİLEŞME VE DİN ÖNE ÇIKARTILIYOR”

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Av. Kılıç, son yıllarda eğitimde ticarileşme ve dinin öne çıkartılması uygulamalarının hız kesmeden sürdüğünü, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine, yurtlarına ve kurslarına yönlendirildiğini bildirdi.

"Ekonomik kaygılar, ailenin geçimini sağlamak üzere her bireyin çalışmak zorunda kalması, cemaat ve tarikatların yoksul mahallelerde açtıkları merdiven altı kurslara çocukların ve gençlerin gitmesinin”, öğrencilerin devlet okullarına devam etmemesinin temel nedenlerini oluşturduğunu vurgulayan Av. Sevda Erdan Kılıç, çocukların ve gençlerin eğitim hakkından yoksun bırakılmalarının bir yönüyle de hak ihlali olduğunu belirtti.

“KİMLERE HİZMET ETTİĞİ BELLİ OLAN MERDİVEN ALTI TARİKAT-CEMAAT KURSLARI KAPATILMALI”

CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, Anayasa’nın 42. Maddesinin, “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” hükmünü içerdiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

“Hiçbir vatandaşımız, Anayasa’da da güvence altına alındığı gibi eğitim hakkından mahrum bırakılamaz ve bırakılmamalıdır. Bu nedenle de Milli Eğitim Bakanlığı, İzmir’deki söz konusu okulda veya başka okullarda yaşanan öğrenci devamsızlıklarına hızla müdahale ederek, zorunlu eğitim çağındaki her bireyin Anayasa ve yasalarca güvence altına alınan eğitim hakkından kesintisiz yararlanmasını sağlamalıdır. Bu sorumluluk, bakanlığın birinci görevi olmalıdır. Bakanlık; ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın okula devamsızlık nedenleri konusunda çalışmalar yürütmeli, çocukları okula gidemeyen ailelerin ekonomik olarak desteklenmesini sağlamalı, eğitimde yeri olmayan ve ‘kimlere hizmet ettiği belli olan’ merdiven altı tarikat-cemaat kurslarının kapatılmasını sağlamalı.

Çocuklarımıza yapacağımız en büyük kötülük onları tarikat ve cemaatlerin kucağına atmaktır. Küçücük bedenler tarikat ve cemaatlere ait ruhsatsız, merdiven altı kurslarda tacize ve tecavüze uğradı, travmalar yaşadı. Tarikat yurtlarında öldürüldü. Gördüğü baskıdan dolayı intihar etti. Bu virüs gibi yayılan yapıları temizlemek devletin asli görevidir. Ancak bu yapıların temizlenmesi yerine iktidardaki yetkililer tarafından desteklendiğini üzülerek görüyoruz. AKP iktidarı 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişiminden hiçbir ders almamış olacak ki devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz eden bu yapılara desteğini sürdürmeye devam ediyor. İktidarımızda çocuklarımızı, gençlerimizi bu karanlık yapıların pençesinden kurtaracak, bu kanser gibi yayılan hücreleri temizleyeceğiz. Eğitim sisteminin hiçbir kırıntısında bu yapılar barınamayacak.”