AKP‘yi paketlemeli…

İktidarın açıkladığı ‘Demokrasi Paketi’ni en yandaş kalemler bile savunmakta zorlanıyor.  AKP’nin seçim yatırımı niteliğinde olan paket, Kürtler başta olmak üzere, muhalefet cephesinden güçlü tepkiler alıyor. Bu kez; ‘Yetmez ama Evet’ diyenler bile, paketi savunmakta artık çok zorlanıyorlar. Hatta, Cengiz Çandar örneğinde olduğu gibi; 10-11 yıldır AKP’nin yaptığı her hamlenin ne kadar muhteşem olduğunu anlatan birçok kişi bile ‘Yeter artık’ noktasına gelmiş durumda. Cengiz Çandar: “Bu içerikte bir pakete ‘Yetmez ama Evet’ tavrı göstermek; ömür boyu aşağılanmayı ve alay edilmeyi kabullenmek anlamına gelir. ‘Yetmez ama Evet’ artık yok. ‘Yeter artık’ var!“
 
Çandar bunu yazınca, Star’da Ahmet Kekeç’ten, Fehmi Koru’ya kadar birçok iktidar yanlısı yazar da, kendi saflarında ortaya çıkan bu ‘firarlara’ çok sinirlenmiş durumda. Koru, ortadaki ‘ucube paketi’ savunmak için, daha dün ‘yol arkadaşı’ olanları “Ülke gündeminin dışına doğru hızlı yol alıyorlar; giderek gerçeklerle irtibatı kesiliyor, muğlaklığın sınırlarında dolaşıyorlar. Irkçı söyleme düşüyorlar“ diye yazıyor, yetmiyor “Halkı sevmiyor bunlar“ diye yazıyor... Görünen o ki; bu tartışma daha da büyüyerek devam edecek ve bu tartışma, AKP’yi klasik tabanıyla baş başa bırakacak ve giderek yalnızlaştıracak...
 
AKP’nin bu yalnızlığını hızlandırmak ve “AKP’yi paketleyip“ iktidardan göndermek, iktidar alternatifi bütün güçlerin inisiyatif almalarıyla yakından ilgili. Türkiye demokrasi güçleri, inisiyatif alıp farklarını ortaya koyabilirlerse, arayış içinde olan çevreler hızla AKP dışındaki alternatiflere yönelebilirler. Bunun ilk adımıysa; örneğin CHP’nin, BDP’nin ‘Demokrasi Paketi’ içinde adı bile anılmayan ‘yerel yönetimler’ konusunda ne söylediklerinin belli olması olabilir. Nitekim, yerel yönetim konusunda, BDP belediyelerinin siyasi renkleri dışında kayda değer bir rengi olmadığı görülürken, CHP belediyeleri de sol, sosyal demokrat bir belediye farkını ortaya koyamıyorlar. Şişli gibi, Eskişehir gibi, CHP geleneği dışında şekillenmiş modelleri kenarda tutarak konuşursak, öne çıkmış “İşte bu“ denecek model yok gibi! Özellikle büyük şehirlerde “yol, su, elektrik, kanalizasyon, çöp“ gibi zorunlu hizmetler dışında, artık başka anlama gelen, ‘belediye’ kavramını aşan ‘yerel iktidar’ konusunda CHP de, BDP de ne istediğini açıkça telaffuz etmeli; kendi yerel yönetim modellerini, sosyal belediyeciliği açıklamalılar. Laf düzeyinde değil, hayatın kendi içinde; katılımcılığı nasıl gerçekleştireceklerini, “sözün, yetkinin, kararın“ nasıl ve ne şekilde halkı da kucaklayacağını anlatmalıdırlar. Bu anlamıyla, genel ve makro politikalar yerine, yerel politikanın ne olacağı çok önemli bir hale gelmiştir.
 
Seçimlere 6 ay kala, adayların kim olacağından daha çok, yerel iktidar politikalarıyla halka güven vermek, halkı inandırmak; bu anlamıyla önemlidir. Dış politikada AKP’nin ‘bittiği’, iç politikada terk edenlerin sayısının arttığı, yalnızlaşmanın hızlandığı; 11 yıldır ‘her şart ve ahval altında’ AKP’yi destekleyenlerin; Çandar, Kekeç ve Koru örneğindeki gibi birbirine düştüğü bir ortamda, özellikle CHP ve BDP, sol ve sosyal demokrat diğer partilerle ve toplumsal çevrelerle diyalog geliştirmelidir. Bu konuda nicel güçleri sınırlı olsa da, her dönem yaratıcılıkları tartışmasız olan devrimci çevreler bu sürece mutlaka dahil edilmelidir. Devrimcilerin sürece dahil edilmesi, CHP ve BDP eksenli şekilleneceği belli olan yerel seçim sürecini sokakla buluşma anlamında, dolayısıyla AKP’nin paketlenmesini ve arkasından da merkezi iktidardan uzaklaşmasında tereddütsüz ciddi bir rol oynayacaktır. Geçmişte, hem 1970 darbesinden çıkışta 1977’de; hem de 1980 darbesi çıkışında, 1989’da, devrimciler bu rolü oynamıştır. Özellikle 70’li yıllarda devrimci hareketin yükselişi, sosyal demokrat hareketi de hızla büyütmüştür.
 
“Eski alışkanlıklardan ve hastalıklarından bu partiyi kurtaracağız, bireysel çıkar peşinde kimse koşmayacak; artık bilgiye, birikime, ortak akla önem veriyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, eğer bu dediklerinin arkasında durabilirse, sokakla yeniden buluşur ve 2014’ü de yeni bir ‘1989’ yapabilir... Böylece, AKP de paketlenmiş olur!