Ancak;
Ülkemizde masum olmayan gelişmeler vardı, insanlar bu gelişmeleri sabırla ve metanetle izliyordu.
Halkım saygılıydı, ses çıkarmıyordu, bir sebebi vardı, halkın iradesini temsil edenlere saygı duymak gerekirdi diyordu.
Peki ne oldu, bardağı taşıran neler oldu birkaç örnek verelim mi?
Neler oluyordu ülkemde;
Yatak odalarımıza kadar giriliyordu,
Sanki Biri Bizi Gözetliyor programında gibiydik.
Cinsel hayatımızda nasıl davranmalıydık,
Kürtaj yapacak bir durum yaratmamalıydık,
Doğumu nasıl yapacaktık.
Sezaryenle mi? yoksa normal mi?
Bizim düşünmemize gerek yok ki birisi bizim için düşünüyordu.
Peki biz kaç çocuk yapmalıydık, 3 mü
Kürtaj yasak, sezaryen yasak ve doğum kontrolü yasak.
Saldım çayıra Mevlam kayıra.
Bunlar sadece yatak odamızla ilgili kısım.
Hukuktan burada hiç bahsetmeye gerek yok.
Tecavüzcünle evlenebilirsin,
Tecavüzcüne biraz yakınlık gösterdiysen tecavüzcün ceza indirimi alabilir.
Zina legalleşiyor bunu düşünmek bile istemiyorum.
Ülkemin öz kaynakları ne durumda şu an yoksa ülkemin hiç öz kaynağı kalmadı mı?
Sanatçılara, iş adamlarına ve medyaya tehditlere ne demeli.
Ülkemizi savaşa sürüklemekten hiç bahsetmiyorum.
Bölücülük mü? Onu sadece sizlere bırakıyorum.
Alevi vatandaşları kışkırtmak için 3 boğaz köprüsüne Alevi katili Yavuz Sultan Selim ismini vermek mi?
Hukukun katledilmesi mi?
Silahlı Kuvvetlerin çökertilmesi mi?
Uludere’de ve Reyhanlı’da masum insanların öldürülmesine göz yumulması mı?
İmralı ile yapılan pazarlıklar mı?
Ne zaman, nerede de, saat kaçta ve kiminle içki içeceğime karar vermek mi?
Başkanlık hayalleri mi?
Yoksa Türkiye’de son 10 yıldır zengin olanların birisi ile yakınlıkları mı?
Hep bunları düşündüğümüz de;
Çocuğu çoluğu ile bu protestoları yapan insanları iyi anlamak gerek,
Korkunun ecele faydası yok.
Ne ekersen onu biçersin. Darı ekersen buğday biçemezsin.
Sonuç olarak insanlar hadi canım bunun neresi İleri Demokrasi derler.
Böyle olunca; bu ülkede aklını başına alması gereken insanlar var diyebiliriz.