Ağıtların değil destanların yiğidi Musatfa Kemal

Ceyhun Atuf Kansu’nun deyişiyle Kurtuluş Savaşlarının Babası Gazi  için nice şiirler yazıldı.

Behçet Necatigil’in saptamasına göre, Mustafa Kemal, şiirimizde ilk kez,

Mehmet Emin Yurdakul’un “Çanakkale kahramanlarına” sunulmuş “Ordunun Destanı” adlı şiir kitabında yer aldı:

“Ey Mustafa Kemal’lerin aziz yurdu”

Mustafa Kemal üzerine sayısız şiir yazıldı.Bunların içinde en çok etkileyen,

Nazım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı”ndaki (Kuvâyi Milliye) dizeleridir.

“…şayak kalpaklı adam

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

güzel, rahat günlere inanıyordu

ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,

birdenbire beş adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Paşalar: "Üç", dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.”

Binlerce dize, Mustafa Kemal'i anlatır.

Tahsin Saraç,

Ezilenlere umut, yanan ilk çoban ateşi

Öpülesi, saygıdeğer kara derilerde

Çekilen bir bayrak var ya özgürlük üzere

Tam yeryüzünde kurdun kuşun kardeşliği

Yansır, yokluğu varlığınca diri

Melih Cevdet Anday, “Atatürk’ün Bir Saati Vardı” adlı şiirine şöyle başlar:

“Atatürk’ün bir saati vardı

Yediveren gül gibi açardı”

“Yediveren”, bilmem biliyor musunuz, “yılda birkaç kez çiçek açan gül”  türüdür. Anday, “Atatürk’ün saati”ni“yediveren”e benzetiyor.

Anday’ın benzetmesi boşuna değil.

Bu “saat” ne olabilir?

Bunun yanıtını şiirin şu son iki dizesinde bulabilir miyiz?

“Atatürk’ün bir saati vardı

Durmadı”

Anday’ın “durmayan” dediği, saat, kuşkusuz, geleceği anlatır, Mustafa Kemal’in getirdiklerini geleceğe taşımak olabilir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca, “Bir Mustafa Kemal Daha” adlı şiirinde, Mustafa Kemal’in açtığı aydınlık yolda,“süreklilik”i vurgular:

“Savaşın sonudur, bitti sanırsınız

Vatan ve bayrak

Bir çocuk daha doğar

Bir Mustafa Kemal daha”

Fazıl Hüsnü Dağlarca, bir başka şiirinde (Bayrak Türkü), “esir milletler”e de özgürlük yolunu açtığını,Mustafa Kemal’in evrensel yanını vurgular:

“Parlak devrimlerin

Doğuya güneye esir milletlere, yıldız yıldız

Dorukların çatlağından

Yankıların aydınlığın”

Sunullah Arısoy’un “Mustafa Kemal Düşünür”ünde, Mustafa Kemal’in düşünce evrenini, geleceği kurmada "akıl"dan yola çıktığını anlatır, bir bakıma:

“Gökte ay üşür

Gökte yıldız üşür

Dışarıda gece üşür

Düşmanca kol gezer bıçak sırtı bir ayaz,

Mustafa Kemal üşümez,

Düşünür!”

Suat Taşer, “Sendedir Atatürk” adlı şiirinde, “kul”dan “birey”e geçişin, “birey” olma bilincinin insanı özgürleştirdiğinin öyküsünü anlatıyor olmasın.

“ağacım dal sürüyor boy atıyorsa

görüyor, biliyor, inanıyorsam

keyfimce gülüyor, keyfimce ağlıyorsam

dün yokken bugün varsam

sendedir

sendedir Atatürk”

Turgut Uyar, “Gazi Mustafa Kemal Paşa”sında, Mustafa Kemal sonrası olumsuzluklarının izlerini sezinleyebiliriz.

“Ankara’dan gelir geçer trenim,

Bir gün olur elbet ben de binerim,

Varır toprağına yüzüm sürerim.

Biz vatan çocukları, Gazi Paşam,

Dilimiz takılı kaldı;

Diyemezdik;

Boynumuz bükülü kaldı;

Doyamazdık.”

Attilâ İlhan’ın “Mustafa Kemal”i, gericiliğin boyutlarının nereye vardığına, aymazlıktan kurtulmak, “uyanmak”gerektiğine işaret ediyor:

“Yaptıklarını yıkıyorlar, Mustafa Kemal!

Hani bir vakitler, Kubilây’ı kestiler.

Çün buyurdun! Kesenleri astılar,

Sen uyudun. Asılanlar dirildi.

Mustafa’m! Mustafa Kemal’im!”

Turgut Uyar ne demiş:

“Anlı şanlı, yiğit Paşam, genç Paşam

Sana ağıt değil, destan yaraşır”

İyi bir hafta dileğiyle ölümünün 74. yılında Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyorum sevgili okurlar.