1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı ve Taşeron İşçilik

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Tarifinden de anlaşılacağı üzere emekçilerin karşılaştıkları haksızlıklarla mücadelenin sembolü olarak tüm dünyada kutlanıyor.

Kutlanıyor olmasına kutlanıyor ama işçiler ve emekçiler arasında bu gün birlik ve beraberlik var mı?

Sendikalar görevlerini yerine getiriyor mu? İşçilerin haklarını savunuyor mu? Türkiye’nin en büyük sorunlarından olan taşeronlaşmaya karşı mücadele ediyorlar mı?

Çalışan her 100 işçiden 7’sinin taşeron ve bu işçiler 1.000 Tl.’nin altına maaş alıyorlar.

Özellikle AKP iktidarında taşeron işçi sayısı 13 yılda dört kat arttı. Başta kamu olmak üzere birçok kuruluşun ulaştırma, güvenlik, temizlik gibi alanlarında çalışan taşeron işçilerin problemleri yıllardır çözülmeyi bekliyor.

 

Taşeron firmalar, daha çok kâr elde edebilmek için; bir çok kurumda işçiler 8 saatten fazla çalıştırılıyor, haftalık izin kullandırılmıyor, mesai ücreti ödenmiyor ve hatta yer yer maaşları düzenli verilmiyor. Tazminat haklarını gasp etmek için işçilerin çalışma zamanı 1 yılı aşmasın diye işten çıkarılmış gibi gösterilerek tekrar işe alınıyor ve bu yöntemle yıllarca aynı firmada çalıştırılan işçilerin bir kuruş kıdem tazminatı birikmiyor.

 

Sendikalı işçilere baktığımızda durum bundan farksız mı? Tabi ki hayır.

Sendikalar birbirinden kopuk ayrı tellerden çalan kurumlar haline döndü. Özünde işçi hak ve özgürlükleri olması gerekirken, siyasi etkilerin yoğun olduğu sendikalar oluşturulması için zemin hazırlandı.

Bunun yanında işçileri işten atan ve taşeron işçi çalıştırmayı arttırarak sürdüren belediye başkanları var. Hem gerekçesiz hem de sadece siyasi düşüncelerinden dolayı seçimlerde kendisini desteklemediği için işçileri işten atan bu belediye başkanları 1 Mayıs kutlamalarında en ön saflarda yer alıyorlar.

Ayrıca; işçilere 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramlarında, Milli ve Dini Bayramlarda onlara yapamayacakları sözler vererek gazlarını alırlar.

Geçtiğimiz 1 Mayıs’ta da aynı sahneleri yaşadık önümüzdekilerde de aynı sahneleri yaşamaya devam edeceğiz yani hayat tekerrürden ibarettir.

Madenlerde, tersanelerde ve fabrikalarda iş kazalarında emekçilerin ölmemesi, karın tokluğuna asgari ücretle ve taşeron firmaların elinde emeklerinin sömürülmemesi için işçi ve emekçiler, örgütlü olmanın gücünü rantçılara ve menfaat guruplarına teslim etmemeliler.Fidel Alejandro Castro Ruz’un aşağıdaki sözünü bir kez daha dikkatlice okumak ve anlamak önemli.

“İşçi sınıfı yaratıcı sınıftır. İşçi sınıfı bir ülkede maddi refahın gerektirdiği herşeyi üretir, iktidar işçi sınıfının elinde olmadığı sürece, işçi sınıfı, iktidarın sömürücü toprak sahiplerinin, haksız kazanç sağlayanların, tekellerin, yerli ve yabancı çıkar gruplarının elinde kalmasına izin verdikçe, silahlar işçi sınıfının değil de, çıkar gruplarına hizmet edenlerin elinde oldukça, bu çıkar gruplarının ziyafet sofralarından dökülmesine gözyumduğu kırıntılar ne denli çok olursa olsun, işçi sınıfı yoksul bir hayat sürmeye zorlanacaktır. Fidel Alejandro Castro Ruz